3 Şubat 2021 Çarşamba

Afganistan’da Türkmenlere Zülüm Ediliyor

Kifayatullah Rahmatoghli

Necmettin Erbakan Üniversitesi Yüksek Lisans Öğrencisi

kifayatrahmatoghli@gmail.com

9 yaşındaki yavru Türkmenimiz Belh’te insan çete örgütleri tarafından kaçırıldı. Kaçırılmasından bu yana yaklaşık 3 ay geçmesine rağmen yerel yönetim tarafından herhangi bir soruşturma yapılmadı. Böyle olaylar nedense hep Türkmenlerin başına gelmektedir. Geçen sene 24 yaşında olan üniversite öğrencisi Muhammed Cuma Han Türkmen bir yiğitti. 

12 Aralık 2019 tarihinde Belh şehrinden o da bilinmeyen çete örgütleri tarafından kaçırılmıştı Muhammed Cuma Han'ın babasından 300 bin dolar fidye istiyorlardı. Babası bu parayı veremiyordu, çünkü maddi durumu iyi değildi. Kaçırıldığı günden 38 gün sonra 26.01.2020 tarihinde Mezar-i Şerif'de, şehir merkezinde cesedi bulunmuştu.

Pek çok iılda; Belh, Cevzcan, Kunduz, Faryab, Herat, Saripol ve Samangan’da büyük kitle hareketliliği başlamıştı, katilin bulunup kanuna teslim edilmesi istenmiştir. Nedense bugünkü gibi yerel yöneticiler tarafından ciddi bir tavır sergilenmemişti. Bugün de merkezi yönetim ve yerel yöneticilerin sergiledikleri tavır geçen senekinden farklı değildir. 9 yaşındaki Abdul Rauf’un çete örgütlerinden alınıp ailesine teslim edilmesi için hiçbir çaba gösterilmemiştir. Afganistan’da Türkmenlerin hakkı elinden hep alınmıştır. Tek bir hakkı vardır, o da doğal hakları olan sokağa çıkma eylemidir. 

Kumandan Nizameddin Kaysari, Belh İlinde Abdul Rauf’un ailesi ve aylardır çadırda bekleyip adalet isteyen Türkmen soydaşlarımızın çadırına giderek hasbihâlde bulundu. Yaşlılar, din âlimleri ve gençlerle bir araya gelerek 9 yaşındaki masum Abdul Rauf’un kaçırılmasının ardındaki zalim zanlının özel kişiler olduğunu belirtti. 

Kumandan Nizameddin Kaysari, Belh vilayetindeki Türkmenler'e ve Abdul Rauf’un ailesine üzüntülerini bildirdi ve haklı hakkın peşinde olduğunu ifade etti. Kumandan Kayseri, Abdul Rauf’un serbest bırakılması konusunda yerel yönetimi eleştirdi.

Cumhurbaşkanı isterse insan çetelerinin kim olduğunu söylerim, benimle milletim var. Kabil'den gelen hayretler benim evime geldiler, çocuğu kaçıranın kim olduğunu söyledim ama eyleme geçmiyorlar dedi. İnsan çetelerinin Ata Nur'un adamları olduğunu beyan etti, ne zamana kadar böyle devam eder. Hırsızlar, teröristler, adam kaçıranlar, halkın zeminini zorla alanlar, halkın evine girip hırsızdık yapanların hepsinin Ata Nur'un adamları olduğunu söyledi.

Kaysari şu ifadeleri kullandı: "Ben açık söylerim kimseden korkmam. Şayet vali korktuğu için suçlunun kim olduğunu söylemiyor.  Vali için her şey bellidir, vali çetelerin kim olduğunu bilir. Vali ile görüştüğümde söyledim şunlardır diye ama herhangi bir eyleme geçmiyorlar, vali sessiz kalıyor belki gücü yetmez" dedi. Kaysari,  İçişleri bakanlığına mektup gönderdim, filan şahsın evine gidin arayın dedim ama yapmadılar. Ben her şeyi açık söyledim ama bir şey yapmıyorlar. Ya korkarlar, ya güçleri yetmez ya da kendileri de ortaktır.

Devletin üst kademelerinden Abdul Rauf’un kaçırılmasıyla ilgili kimsenin kendisinden bir şey sormadığını söyleyen Nuzammedin Kaysari;  Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı yardımcısı ve emniyet teşkilatı benden isterlerse suçlunun kim ve kimin kim olduğunu söylerim dedi. Ama şuana kadar hükümet yetkilileri tarafından ne Kaysarinin ifadelerine bir cevap gelmiştir ne de Abdul Rauf’un nerede ve kimin elinde olduğuna dair bir iş yapılmıştır.