24 Mart 2015 Salı

“Azeri” mi? Azerbaycan Türkü mü?

Senan Kazımoğlu
senan@turkata.com


Günümüz Türkiyesin de ister medya da, ister toplum içinde sıkça karşılaştığımız bir söze dikkat çekmek istiyorum. Bu, Azerbaycan Türklerinin milli kimliği hakkında kullanılan “Azeri” kelimesidir. Azerbaycanın milli kimliği hakkında “Azeri” kelimesini ilk ortaya atan İrandır.

Her şeyden önce şunu belirteyim ki, “Azeri” milleti İran'ın güneyinde yaşayan Fars soylu bir milletdir. Iran Azerbaycanin milli kimliği hakkında “Azeri” demekle Azerbaycan Turklerinin Fars soylu oldugunu gosterip, Azerbaycanın Türklüğünü unutturmak istiyor. Sovyetler döneminde, Rusya da İranin bu progopandasına tam destek verdi. "Azeri" kelimesi aleyhine çok sözler yazılıp, çizildi. Burada hepsini tek-tek söyleyecek değilim. Sadece bazı İran yazarlarının ve tarihçilerinin bu kelime hakkında yazdığı yazıları gostermek istiyorum.
Seyyid Ahmet Kesrevi, Selçuklular döneminde Azerbaycanlıların dilinin “Azeri” dili (Fars kökenli) olduğunu, Türk dilinin ise yeni gelmiş Türklerin dili olduğunu kaydeder. Daha sonra o, Yakut Hemevi es-Semaninin "Kitap el-Ensâb" eserinde, yanlışlıqla yazdığı Hatib Tebrizi'nin kendi hemşerisiyle "Azerbicide konuştum” cümlesini "Azerice konuştum” diye değiştirerek,  kendi sözüne delil olarak getirir.
Diğer bir İranlı yazar Nasrullah Felsefi iddia ediyor ki, 16. yüzyılın sonudan 17.  yüzyılın başlarına kadar Azerbaycan nüfusunun temel dili Türkce değil, “Azeri” diliydir. 
Rehman Safevi adlı başka bir İran yazarı ise daha da ileri giderek: "16. yüzyılda yayılan veba hastalığı ile Osmanlı-Safevi savaşları “Azeri” dilinde konuşan aşiretleri yok etmiş, o zamandan başlayarak Türk dilli kabileler Azerbaycan'a akışmışlar" diyor.
Bazı kaynaklarda ise çeşitli sebeplerden Türk dilinin “Azeri” dilini sıkıştırıp asimlie etmesinden  bahsedilmektedir. Hatta bununla ilgili İran alimi N.Nateg yazıyor: "Azeri dili, din dili değildi ki, dini ilişkiler onun devamlılığını sağlasın. O siyasi, bilimsel ve edebi dil değil ki, üstün dil olsun, hakim sınıfın de dili değildi ki, bu sınıf varlığını korusun"
Alman araştırmacılardan V.P.Müller “Azeri” dilini Taliş (Azerbaycanin guneyinde yasayan Fars soylu millet) dilinin varisi sayıyor. S. Onullahi ise Halhal bölgesinde bir kaç köyün “Azeri” dilinde konuştuğunu aktardı. Yine S. Onullahi adı geçen eserinde: "Gedavü bela tacinəm(Azerice) - Gadanı, belanı alım (Türkce), Bibekeki çeşmet can dəhəm(Azerice) - Gözünün bebeği için can veririm (Türkce)” gibi örnekler getirerek “Azeri” dili ile Azerbaycan Türkçesi arasındaki farkları aktarıyor.
Yukarıdaki yazılardan da görüldüğü gibi bu İran'ın oyunudur. Her şeyden önce “Azeri” sözünü bize kabul etdirecekler, sonra çıkıp: "Siz  Türk değilsiniz ki, siz “Azeri, yani farssınız, Azerbaycan da İran toprağıdır" diyecekler. Türklüğü savununca da "siz Türkler Azerbaycan'a sonradan geldiniz, Azerbaycan “Azeri”lerin yurdudur, yani iran toprağıdır". Nitekim öyle de diyorlar. İkisi de aynı sonuca geliyor. Sırf bu nedenledir ki, Farslar Azerbaycan Türklerine “Azeri” diyorlar. Artık bu yazılanlardan sonra hala  “Azeri” diyen varsa, biraz düşünsün artık ...