26 Mayıs 2018 Cumartesi

ÇİN DOĞU TÜRKİSTAN'DAN NEDEN VAZGEÇMİYOR?

Dilek Yılmaz

1.     Doğu Türkistan neresidir? Hangi devletlerle sınırı vardır?
Başkenti: Urumçi
Nüfus: 40 milyon
Resmi Dili: Uygur Türkçesi, Çince
Dini: İslamiyet, Lamaizm (Tibet Budizmi), Budizm, Taoizm, Hristiyanlık.
Yüzölçümü: 1. 828. 418 km2
Konumu: Kuzeybatısında Kazakistan, batısında Batı Türkistan, güneybatıda Keşmir-Afganistan, güneyde Tibet, kuzeyde Sibirya, kuzeydoğusunda Moğolistan, doğusunda Çin ile sınırları vardır. Asya’nın kalbi konumundadır.


2.     ‘‘Sincan’’ ne anlama gelmektedir?
Xinjiang, Sintszyan, Sinkiang, Sinciang, Sincan gibi adların hepsi Çince olup ‘‘yeni kazanılmış toprak’’ anlamına gelir. Doğu Türkistan, Türkistan, Türk kelimelerinin kullanılmaması için Çinliler tarafından uydurulan bir addır. Sincan adının kullanılması ne kadar yanlış ise, Rus uydurması olan Orta Asya adının kullanılması da o kadar yanlıştır.

3.     Doğu Türkistan ilk olarak ne zaman Türklerin hakimiyetine geçmiştir?
Doğu Türkistan tarihte M.Ö. 300 yılından başlayarak dağınık Türk boylarını toplayıp Türk birliği kurma çabalarına giren Büyük Hun İmparatorluğu da dahil birçok büyük Türk Devletinin çekirdeğini teşkil etmiştir. Göktürk Devleti, Uygur Devleti, Karahanlı Devleti bunların en önemlileridir. Uygur Devletini Kırgızların yıkmasıyla zayıflayan Uygurlar, Karahanlıları vücuda getiren Türk boyları arasında yer almış, Karahanlılar zayıflayınca Moğol ve Mançu istilasına uğramış ve 1750 yılında Doğu Türkistan toprakları Çinlilerin hakimiyetine geçmiştir.

4.     Çin Doğu Türkistan’dan neden vazgeçmiyor?
Doğu Türkistan iki nedenden ötürü Çin için vazgeçilmezdir. Bunlardan birincisi stratejik konumudur.  Çin ekonomisinin petrol ve hammadde konusunda dışa bağımlı olması ve güneydeki deniz yolunu Tayvan sorunu nedeniyle rahatlıkla kullanamaması Çin’i Asya pazarına yöneltmektedir. Doğu Türkistan bu noktada, Batı Türkistan’a açılan kapı niteliğinde olduğundan ve tarihi İpek Yolu üzerinde bulunduğundan oldukça önemlidir.
İkincisi ise; Doğu Türkistan’ın sınırları içerisinde bulunan yeraltı kaynakları ile enerji kaynaklarıdır. Tüm Çin’in yeraltı zenginliklerinin dörtte üçü kadarı Doğu Türkistan’dadır. Petrol ve doğalgaz yatakları da Tarım Havzası’ndadır. Doğu Türkistan Çin petrolünün 2/5’sini üretmektedir. Yine kömür rezervleri de Çin’in toplam rezervinin yarısını oluşturmaktadır. Bunların yanı sıra Doğu Türkistan 100’ün üzerinde maden çeşidine sahiptir. Bu madenlerin bir kısmı Çin’e götürülerek işlenmektedir.  Ayrıca Çin tekstilinin hammaddesini oluşturan pamuk üretimi de Doğu Türkistan’dan sağlanmaktadır. Bölgenin zengin doğal kaynaklara sahip olması, stratejik konumuyla Çin için Orta Asya enerji kaynaklarına ulaşmada güvenli bir koridor olması bunun yanında Çin’in gelişmiş bölgelerine batıdan gelebilecek saldırı için de tampon görevi yapması da Çin için Doğu Türkistan’ı vazgeçilmez kılmaktadır. Rus tehdidine karşı kurduğu Halkın Kurtuluş Ordusu (PLA) kuvvetlerini bölgede tutmakta ve nükleer füzelerinin bir kısmını da burada muhafaza etmektedir.

5.     Doğu Türkistan Türkiye için neden önemlidir?
Doğu Türkistan biz Anadolu Türklerine coğrafya olarak uzak kalmış olsa da gönül birliğimiz hiçbir zaman kopmamıştır. Aynı soylu kanı taşır, aynı kutsallara inanırız. Bizim için Türk yüreğinin çarptığı her yer vatandır. Oradaki mazlum kardeşlerimizin bizlere ihtiyaçları vardır. Doğu Türkistan davasına sahip çıkmak bizim tarihsel sorumluluğumuzdur. Uygur Türklerini kızıl emperyalistlerin insanlık dışı politikalarına kurban veremeyiz. Bu konuda sesimizi yükseltmezsek Uygur Türklerini yalnızlığa itmiş oluruz. Yalnız olan ise güçsüzdür, savunmasızdır. Ayrıca Çin yayılmacı bir politika izlediğinden Türkistan’ın tamamını ele geçirmek istemektedir. Artan nüfusunun ihtiyaçlarını karşılamak için yeni ticaret yollarına, yeni doğal kaynaklara, enerji kaynaklarına ve yeni yerleşim yerlerine gereksinim duyacaktır. Bu günden tedbirimizi almazsak bu durum gelecekte Türkiye’yi de tehdit edecektir dersek yanılmış olmayız.

6.     Çin’in Uygurları yok etme politikaları nelerdir?
a)    Komünist Çin, artan nüfusun önünü almak için öldürme politikaları yürütmekte bu konuda kendi vatandaşları Çinlilere dahi acımamaktadır. Aylık ve yıllık öldürülecek insan sayısını belirlemekte, toplu kıyımlara bahane gösterilecek yapay olaylar fitillemektedir. Ayrıca Uygur Türklerine tek çocuk şartı getirmiş olup, ikinci çocuğa hamile olan Uygur kadınlarına zorla kürtaj yaptırmaktadır. İnsanlığa sığmayan bu uygulama ile Uygur nüfusu kontrol altında tutulmaktadır. Bu uygulamayı özellikle Uygurlara uygulamasının nedeni Uygurları toprak sahibi olarak görmesi ve onların çoğunluk sağlamalarını önlemek istemesidir.
b)    Doğu Türkistan’ın demografik yapısını değiştirmek için bölgeye sürekli olarak Han Çinlisi göç ettirilmekte, Uygurlar öz topraklarında azınlık durumuna düşmektedir.
c)     Uygur Türklerine yönelik her türlü baskı, işkence ve zulme başvurulmakta, haklarını arayan Uygurlar hapishanelerde işkence ile öldürülmektedir. Yakınlarının akıbetini sorgulayan ya da yaşan olumsuzluklara karşı fikir beyan edenler de öldürülmektedir. Kimsesiz kalan çocuk ve kadınlar Çin’e götürülüp organ mafyalarına servis edilmektedir.
d)    Doğu Türkistan bölgesi gayet zengin yer altı kaynaklarına sahip olmasına rağmen Uygurlar bu zenginliklerden yararlanamamaktadır. Köy ve kasabalarda zor şartlarda çiftçilik yaparak geçinmek zorunda bırakılmaktadırlar. Doğu Türkistan’daki fabrikalarda çalıştırılan Uygur sayısı Çinli sayısından çok daha azdır. Yani Uygurlar varlık içinde yokluk yaşamaktadırlar.
e)     Komünist Çin, zengin Uygurları baskıyla uyuşturucuya bulaştırmakta, dış ülkelere kurye olarak göndermektedir. Bu Uygurlar ya uyuşturucudan ölmektedir ya da kuryeliğe devlet tarafından zorlanmış olmalarına rağmen bir süre kullanıldıktan sonra devlet suçu işlediği gerekçesiyle işkence edilerek öldürülmektedir. Çin yönetimi AIDS, Hepatit gibi tedavisi mümkün olmayan hastalıkları Uygurlara bulaştırmaktadır.
f)      Çin her türlü İslami düşünce ve eylemi yasaklamakta; bilgisiz düşüncesiz, sorgulamayan, inançsız, Çinlileşmiş ateist bir toplum yaratmaya çalışmaktadır. Uygurları İşid gibi terör örgütlerine eğitim adı altında gönderip terörist damgası vurmakta ve tüm dünyaya ‘‘potansiyel suçlu’’ olarak tanıtmaktadır. Böylece Doğu Türkistan’dan çeşitli ülkelere göç etmek zorunda kalan Uygurların Çin’e iade edilmeleri konusunda baskı yapabilmektedir.