2 Ağustos 2018 Perşembe

Merhametin Ülkesi

Zehra Tokur

"Merhamet etmeyene merhamet olunmaz” diye söyleyen Hz. Muhammed’in (s.a.s) dininin yaşatıldığı, ceddim  Ertuğrul Gazi’nin tohum ektiği, Osman Gazi’nin filizlendirip, İstanbul’un Sultanı Fatih’in büyüttüğü, Siyonistlerin korkulu rüyası cennet mekân 2.Abdülhamit Han hazretlerinin yeşerttiği ve günümüze kadar meyve veren ağacın merhametinden bahsediyorum. Gün gelir insanoğlu yaşadığı topraklar, imtihanı olur kendisine. Hayat, ya olmasını ya da ölmesine sunar insana. Hayat dediğin acımasızdır. Çünkü yeryüzü dediğimiz mekân; ezelden beri katliamlara, darbelere, cihatlara, zaferlere şahit oldu. İnsanların çığlığını, dualarını bilhassa serzenişlerine kulak verdi. Kolay değildi evinde misafir muamelesi görmek, tıpkı özgürlük adına her türlü çileye katlanan Selahaddin Eyyubi’nin kalesi olan Kudüs gibi… Görmek acı veriyordu yüreklere, günahsız bebeklerin suyun üstüne gömüldüğü yerlerin sahibi olan Arakanlılar gibi… Dininizden, ırkınızdan dolayı size düşünülmeyecek işkenceler yapan, soysuz çinliler karşısında sessiz çığlıklarla hakka seslenen bir millet düşünün; aynı Doğu Türkistanlılar gibi… Göç ettirilmeye zorlanan Ahıska Türklerinin liman arayışına girdikleri gibi… İnsanların değil de, engin dalgaların sahip çıkıp , karaya emanet ettiği Suriyeli çocuğun dramı gibi… Karnı tok halimizle açlığa oruçlu Somalili mazlumları görüp yüreğimizi sızlatmakla kalmayıp, vicdanlarımızı utandırması gibi...
Orta Doğu, Asya, Müslümanın ve Türklerin olduğu her yer; bir imtihan kâğıdı gibi serilmiş cevaplanmayı bekliyor.
 
Tarihin silinmez sayfalarında anlatılır. Çanakkale de, Yemen’de hangi cephede olursa olsun  Kafkaslısı, Haleplisi, Şamlısı,  Dadaşı, Alevisi, Sünnisi, Türkü, Kürdü … fark etmeksizin sırt sırta vermiş oldukları cihatta tek emelleri namuslarına sahip çıkmaktı. Ve bitmeyen cihadımız devam etmekte… Bizler var oldukça; gayemizi, davamızı ant bilip mümin kardeşlerimiz ile birlikte nerede mazlum varsa onlara yağan kurşunlara çelikten şemsiye olacağız. Şimdi vakit birlik olma vakti… Ağabeylerimiz, kardeşlerimiz cephede nasıl sırt sırta vermiş ise; bizler el ele verip kâfirlere, zalimlere karşı direniş göstereceğiz inancımızın gereğince.
Velhasıl şairinde mısralara sığdırdığı:

Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır


“Senden ümit kesmem, kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır” dediği yerlerin, mazlumlara kucak açıp sarılan, zalimlere kin kusan, her yere insanlık tohumu eken bir nevi merhametin timsali, İslamiyetin son kalesi olan memlekettir Türkiye…