"Merhamet etmeyene merhamet olunmaz” diye söyleyen Hz.
Muhammed’in (s.a.s) dininin yaşatıldığı, ceddim
Ertuğrul Gazi’nin tohum ektiği, Osman Gazi’nin filizlendirip,
İstanbul’un Sultanı Fatih’in büyüttüğü, Siyonistlerin korkulu rüyası cennet
mekân 2.Abdülhamit Han hazretlerinin yeşerttiği ve günümüze kadar meyve veren
ağacın merhametinden bahsediyorum.
Gün gelir insanoğlu yaşadığı topraklar, imtihanı olur kendisine. Hayat, ya
olmasını ya da ölmesine sunar insana. Hayat dediğin acımasızdır. Çünkü yeryüzü
dediğimiz mekân; ezelden beri katliamlara, darbelere, cihatlara, zaferlere
şahit oldu. İnsanların çığlığını, dualarını bilhassa serzenişlerine kulak
verdi. Kolay değildi evinde misafir muamelesi görmek, tıpkı özgürlük adına her
türlü çileye katlanan Selahaddin Eyyubi’nin kalesi olan Kudüs gibi… Görmek acı
veriyordu yüreklere, günahsız bebeklerin suyun üstüne gömüldüğü yerlerin sahibi
olan Arakanlılar gibi… Dininizden, ırkınızdan dolayı size düşünülmeyecek işkenceler
yapan, soysuz çinliler karşısında sessiz çığlıklarla hakka seslenen bir millet
düşünün; aynı Doğu Türkistanlılar gibi… Göç ettirilmeye zorlanan Ahıska
Türklerinin liman arayışına girdikleri gibi… İnsanların değil de, engin
dalgaların sahip çıkıp , karaya emanet ettiği Suriyeli çocuğun dramı gibi…
Karnı tok halimizle açlığa oruçlu Somalili mazlumları görüp yüreğimizi
sızlatmakla kalmayıp, vicdanlarımızı utandırması gibi...
Orta Doğu, Asya, Müslümanın ve Türklerin olduğu her yer; bir imtihan kâğıdı gibi serilmiş cevaplanmayı bekliyor.
Tarihin silinmez sayfalarında anlatılır. Çanakkale de,
Yemen’de hangi cephede olursa olsun
Kafkaslısı, Haleplisi, Şamlısı,
Dadaşı, Alevisi, Sünnisi, Türkü, Kürdü … fark etmeksizin sırt sırta
vermiş oldukları cihatta tek emelleri namuslarına sahip çıkmaktı. Ve bitmeyen
cihadımız devam etmekte… Bizler var oldukça; gayemizi, davamızı ant bilip mümin
kardeşlerimiz ile birlikte nerede mazlum varsa onlara yağan kurşunlara çelikten
şemsiye olacağız. Şimdi vakit birlik olma vakti… Ağabeylerimiz, kardeşlerimiz
cephede nasıl sırt sırta vermiş ise; bizler el ele verip kâfirlere, zalimlere
karşı direniş göstereceğiz inancımızın gereğince.Orta Doğu, Asya, Müslümanın ve Türklerin olduğu her yer; bir imtihan kâğıdı gibi serilmiş cevaplanmayı bekliyor.
Velhasıl şairinde mısralara sığdırdığı:
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
“Senden ümit kesmem, kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır” dediği yerlerin, mazlumlara kucak açıp sarılan, zalimlere kin kusan, her yere insanlık tohumu eken bir nevi merhametin timsali, İslamiyetin son kalesi olan memlekettir Türkiye…