Zehra Tokur
İçinde yaşadığımız ahir zamanda Âdem
olabilmenin büyük gayretini vermekteyiz. İnsan dediğin nedir ki? Kimilerine
göre cahil, nankör, bencil iken; kimilerine göre ise üstün cömert ve en
önemlisi halifedir. Peki, siz günümüz şu çağdaki insanlığımızı hangi kefeye
koyuyorsunuz?
Zaman mı kötüleşti yoksa insanlar mı ve
yahut, zaman mı bizi değiştirdi, yoksa
biz mi zamanı değiştirdik? Diye sorsak daha doğru olur. Sanırım her şeyi
iyi-kötü değiştiren bizler zamanı da değiştirdik ve beğenmeyip suçu da üzerine
attık her şeyi ona bıraktığımız zamana…Hz. Âdem’ in yaratılışından süre gelen zamanın içinde aslında iyi, kötü insan olabilmeyi becerdik mi, orası da biraz aşikâr? Bizler en büyük hatayı insanlığımızın derecesini hep birilerine suç atarak ölçtük. Çağlar nesiller birbirini kovalarken zamanın hızlıca aktığı 21.YY’da sanki cahiliye devrini yaşıyoruz. Bunun üzerine zinanın çağdaşlaştığı insan öldürmenin bile artık basitleştiği kadınların artık vizyon da köleleştiği devirler şu an gözümüzün önüne serilmiş… Sanki bedenimiz zaman içerisinde ilerliyor da ruhumuz geçmişe kayıyor gibi. Anlamak zor.
İnsanlığımız ne durumda olduğunu az çok ana haber bültenlerinde gazetelerin manşet kısımlarında ya da sokaklarda saygının, merhametin itibarsızlaştığını ve insanlığımızın zedelendiğini görüyoruz. Cinayet haberleri baş üstünde taşınılacak kadınlarımıza yapılan şiddetler, küçücük bedenlere yapılan iğrenç istismarlar, Allah’ın sessiz kullarına yapılan eziyetler. Daha neler, neler... Ve bu tür insan görünümlü kimliksizlerle aynı dünyayı paylaştığımız için utanç duyanlardanız. Bu vahşetlerin üzerine “ateş düştüğü yeri yakar” sözü biraz abes kaçmıyor mu sizce? O ateş, vahşetin başına gelen insanların yüreğine düşen bir kordan mı ibaretti? Eğer ki o ateş bizlerin vicdanlarına düşmemişse insanlığımızı gözden geçirmenin vakti geliyor da geçiyor bile… Unutmayacak bu gözler; Özgecanları, Leyları, Eylülleri, unutmayacak o masum hayvancağızlara yapılan vahşeti!
Velhasıl nasıl oldu da, müminin derdiyle dertlenen bir peygamberin ümmeti iken bencilleşen duygularımızın içinde müebbet yedik? Herkesin birbirini suçladığı şu dünyada suçsuz kim bilinmez. Bu arada içinizden duyanınız oldu mu? “İnsanlık Öldü” diyorlar. Sahiden insanlığı insanlar öldürmüş olabilir mi?