17 Mayıs 2015 Pazar

Evlen(me)

Senan Kazımoğlu
senan@turkata.com

Evlenmek her toplumda olduğu gibi bizim toplumumuzda da nesli devam etdirmenin meşru yoludur. Bu, aile için de çok önemli bir olaydır. Dinimiz İslamın değimiyle:

“Evlilik ferdlerin maddi ve manevi bir birinden istifade etmesini meşrulaştıran bir olaydır”. Ancak ne yazık ki evlilik günümüzde adeta bir şan ve şöhret gösterisine çevrilmiş. Kız tarafı ne getirdi, oğlan tarafı hangı takıları aldı, düğünleri hangi düğün salonunda yapıldı, düğünlerine hangi müzüsyen qrubu geldi ve s. bu da evliliğin esas gayesini unutduruyor. Tabii bir müddet sonra da sorunlar başlıyor. Buna düğün masrafları için alınan borçlar da eklenince vaziyet içinden çıkılmaz hale, bazen de boşanmaya kadar gidiyor. Daha işin içine ailelerin karışmasından bahsetmiyorum bile. Çünki zaten bu evliliğin gayesi manevi anlamda evlilik değildi ki.
Toplumumuzdaki bir diğer sorun da gençlerimizin önünde olan evlenme engelleri. Eskiler evlenmek için “Bir kelle şeker, bir molla, 3 manat pul vesselam” derlerdi. Ancak şimdi evlenmek için gençlerin önüne hedefler koyuyorlar:
“Mutlaka okumalısın. Okul bitdikten sonra iş bulman lazım. İş bitdikten sonra ev alman lazım, ev aldıktan sonra araba lazım ve.s. Hayatda insan oğlunun hedefleri bitmez. Bütün bunları yaptıktan sonra geri dönüp bakıyorsun yaş olmuş 40 -50.
Bunu yapan biz kendimiziz. Kimse Hadisi Şerifte buyurulduğu gibi evlenmek için dinine bakmıyor. Ya parasına, ya evine, ya arabasına, ya da güzelliğine bakıyor. Sonuç daha iki ay geçmeden boşanıyorlar.
Bu boşanmalar da o kadar basitleşti ki. Eskiden köyde bir iki boşanma hali olurdu veya olmazdı. Herkes bunu büyük bir problem olarak görürdü. Şimdilerdeyse bir evlenip, bir boşanıyorlar.
Toplumumuzdaki bir diğer sorun da adam hergün biriyle gününü gün ediyor, geziyor, tozuyor, ama evlenince de namuslu birini arıyor. Sen kendin o kadar namuslumusun ki namuslu kız da arıyorsun?
Nişanlanmak desen oda ayrı bir dert. Adam yıllarca nişanlı kalıyor. Bu süre zarfında da gezip tozup her haltı yiyor. Neymiş efendim bir birilerini daha iyi tanımalıylarmış. Sonuç olarak da bir birilerini “daha iyi tanıyıp” bir birilerinden soyuyorlar. Neticede daha bir aile kurulmadan yıkılıyor.
Bize dinimiz evlilik konusunda acele etmemizi, bu konunu asla ihmal etmememizi emrediyor. İstatistiklere göre düşünülenin aksine en çok görülen boşanma hali bir biriyle uzun süre beraber olup evlenenlerde görülüyor.
Bunların sorumlusu kim peki? Elbette biz kendimiz. Bunun tek çaresi evlenmeden önce gençlerimize ev, araba, iş değilde “Aile bilgisi”, “Aile sorumluluğu” kısaca - AİLEYİ ÖĞRETMEMİZ GEREKİYOR.