28 Mart 2015 Cumartesi

Kanayan Türkmen Yarası Altınköprü Katliamı

Katliamdan önce Körfez savaşı

Her kesce bellidir ki, Saddam rejimi 2 Ağustos 1990 tarihinde uydurmaca gerekçelerle, Irak’a ait olduğunu iddia ettiği Kuveyti işgal etti. Buna karşı çıkarak kınayan bir çok devlet Amerika Birleşik Devleti (ABD) ile büyük bir pakt oluşturdu. 33 devltten oluşan bu pakt sayesinde dünya orduları Arap körfezine döküldü. Devletler arası ve birleşmiş milletler Konseyi’nin tüm uyarılarına rağmen, İşgal ettiği
yerlerden keçilmeyen Irak ordusu, 17 Ocak 1991 tarihinden başlıyarak, Bağdat dahil tüm Irak vilayetlerinin, pakt ülkeleri savaş uçakları tarafından, yoğun hava saldırılarına maruz kalmasına sebep olmuştu.
22 Ocak 1991 günü kara savaşı başladı ve Irak ordusu kuveyt’ten karşılık göstermeden çekilmek zorunda kaldı. ABD ve İngiliz güçleri Irakın Nasiriyye kentine kadar Irak ordusunu geri sürdü ve büyük bi hazimete uğrattı. Bu hezimete tanıklık yapan Irak halkı ise, Saddam rejimine isyanlık bayrağını açmaya başladı.
Mart ayında Irak rejimine karşı büyük bir ayaklanma başladı ve rejimin kotrolünden çıkan vilayetlerin sayısı 14’e ulaştı. Kerkük ve çevresi halkı da kendilerini bu ayaklanmanın içinde buldular.
Altınköprü kasabası 11 Mart günü, kasabadaki silahlı Saddam güçleri ve güvenlik personellerinin gece karanlığından yararlanarak, karşılık vermeden Dibis ilçesine doğru kaçmaları sonucu, Kürt silahlılarının eline geçmişti.
18 Mart gününde Kerkük şehri de intifadeci silahlı gurupların eline geçti. Devlete ait tüm kurum, muessese binaları birer birer talan edildi ve devletin önemli daireleri yakıldı ve halkın önemli belgeleri yok edildi. İnsanların ev, iş yeri ve araçları bile talandan nasibini aldı. Saddam elemanları ve bir çok gizli istihbarat şefleri ve güvenlik ajanları bulundukları yerde infaz edildi.

Altınköprü 28 Mart günü

Irak Ordusu yoğun hava saldırısı, tank ve topların bombardımanından sonra, 27 Mart günü Kekük’ü savaşsız Kürt peşmergelerinden geri aldı. Ondan önce de 26 Mart günü Tuzhurmatu ve Tazehurmatu kasabalarına da girmişti.
Irak ordusu karşısında her hangi mukavemet vermeyen peşmergeler “geldi” diyerek ele geçirdiği tüm kent ve kasabaları bırakıp kaçtığı gibi, Ordunun 28 Mart sabahı Altınköprü kasabasına gireceğinin haberini 27 Mart akşamı alır ve kasabayı kuzey bölgesine doğru kaçarak terk eder.
Irak ordusu saldırısından ve baas rejiminin dönüşünden canlarını kurtarmak için Kerkük, Tuzhurmatu, Tazehurmatu ve diğer Türkmen kasabalarından Altınköprü’ye sığınan Türkmenler’in çoğu da kendilerini, kasabayı terk ederek, Erbil şehrine doğru yola bırkırlar. Suçlarının olmadığını ve askerlerin onlara birşey yapmıyacağını sanan diğer Köprülü Türkmenler ise, konuk ettikleri Köprülü olmayan ailelerle birlikte, evlerinde kalmayı tercih ederler.
28 Mart sabahı Altınköprü’ye doğru iki yönden ilerleyen dördüncü tümen ve Saddamın özel koruma ordusundan bir taburun tank ve araçları görünmeye başlar ve yanında, kasabanın semalarında görünen askeri helikopterler, Altınköprü’den çıkan aileri ateşe tutarak öldürür. Kasabayı ele geçiren bu güçler dışında, silahlarlarıyla birlikte bir gurup özel askerleri de askeri uçaklar kasabaye taşır. bu yeni güçte dördüncü tümen istihbarat subayı binbaşı Süfyan Mustafa El Asad gücüyle birlikte, özellikle Saddam semtindeki evlere birer birer girip insanlarına her türlü kötülük ve ihaneti yaparak, tutuklamalara başlarlar.
Altınköprü’deki o acılı dramayı sayfalara dökmek için günler yetmez aylar yazmamız lazım. Suçsuz günahsız 102 erkek yaşlı, genç ve çocuk ayırt etmeden aileleri gözü önünde, ihanetlerle evlerinden çıkarılıp Altınköprü’nün yakınındaki kışlaya götürülüp, daha sonra Dibis ilçesindeki ikinci tümenin savaş okulu ordugahına intikal edilerek, ordan da otobüslerle karşısında mazarlığa götürülüp kurşuna dizmişlerdir.

Vahşi katliamda şehit edilen Türkmenler arasında:

- Ahmet Enver Köprülü (1942) ve oğulları, Turan Ahmet Enver Köprülü (1974) ve Atilla Ahmet Enver Köprülü (1976).
- Kardeşler, Amir Mithat İzzet (1960), İsam Mithat Ezzet (1962) ve Hani Mithat İzzet (1970).
- Kardeşler, Mansur Mazlum Nuri (1967), Cengiz Mazlum Nuri (1968) ve Nuri Mazlum Nuri (1971).
- Kardeşler, Mehmet Halit Mendan (1952) ve Adnan Halit Mendan (1958).
- Kardeşler, Melik Feysal Süleyman (1965) ve Şaalan Feysal Süleyman (1967).
- Kardeşler, Tarık Bayız Hurşit (1963) ve Adil Bayız Hurşit (1972).
- Kardeşler, Nevzat Kadır Rahman (1968) ve Eyad Kadır Rahman (1971).
- Kardeşler, Şahin Nasih Bezirgan (1975) ve Atilla Nasih Bezirgan (1977).
- Kardeşler, Yaşar Hüseyin Abdurrahman (1965) ve Orhan Hüseyin Abdurrahman (1967).
- Mehmet Reşit Veli (1925) ve oğlu İmat Mehmet Reşit (1960).
- İhsan Ali Feyzullah (1932) ve oğlu Hişam Ali Feyzullah (1971) de bulunmaktalardı.

KAYNAK:
Ümit Köprülü
www.turkmensani.net