20 Nisan 2020 Pazartesi

Sulduz Katliamı


Naki Nağıoğlu

İran’da yaklaşık bin yıl süren Türk hakimiyeti Kaçarların 12 Aralık 1925 yılında hakimiyetten uzaklaştırlıması ile son buldu. Rıza Şah Pehlevi’nin 15 Aralık 1925 yılında Şah ilan edilmesi ile İran’da şovinist ve milliyetçi Fars-Pehlevi diktatörlüğü kurulmuş oldu. 
1925 yılından itibaren İran’da yaşayan Türklere karşı acımasız bir şovinist savaş başlatılmış oldu. Fars dilinden başka tüm diller yasaklandı ve köklü farslaştırma siyaseti başlamış oldu. Özellikle İran’ın Kuzeyinde yerleşen Güney Azerbaycan’ın batı eyaletlerinde etnik temizlemeler başlamış oldu. Fars Hükumeti silahlı kuvvetleri ve onlara destek sağlayan Ermeni çeteleri Türklere karşı çeşitli soykırımlar ve katliyamlar yaptılar. 1939 yılında patlak veren İkinci Dünya Savaşı sırasında Güney Azerbaycan Türkleri kendi özgürlükleri için mücadele vermeye başladılar. Bu mücadele sonucunda 12 Aralık 1945 yılında Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti kuruldu. 1 yıl içinde Türk dilinde okullar ve üniversiteler açıldı. Türkçe gazeteler basıldı ve demokratik devrimler yapıldı. Lakin 12 Aralık 1946 senesinde İran işgal kuvvetleri Güney Azerbaycan’ı tekrar işgal etti. Türklere karşı etnik temizlemeler ise daha şiddetli boyut aldı. Güney Azerbaycan’ın batı eyaletlerine Irak’tan Kürt nüfusu yerleştiriliyor ve Azerbaycan Türkleri silah gücü ile kovuluyor veya öldürülüyordu.Kurve, Bicar, Buktan gibi Azerbaycan şehirlerinde Türklere karşı katliamlar yapıldı ve Kürtler yerleştirildi. Azerbaycan kökenli isimler Kürtçe ile değiştirildi. Bunlara örnek olarak: Sulduz şehri 1967 yılında Nekede olarak değiştirldi. Hana ( Hane ) şehri 1967- yılında Piranşehr olarak değiştirildi. Soğukbulak ismi  Mahabat olarak değiştirildi vs.Tüm bu değişikler bölgede etnik kargaşanın ve savaşın temelini oluşturdu.
        1977 yılından itibaren İran’da halk ayaklanması patlak verdi. İslam devrimcileri ile Şah yancıları arasında iç savaş boy göstermeye başladı. Bu esnada İran’da yaşayan diğer halklar kendi özgürlükleri için ayaklanmaya başladılar. Avrupada yaşayan ve destek gören İran Kürdistan Demokratik Partisi’nin ( Bundan sonra kısaca İKDP diyeceğiz ) başkanı Abdülrahman Kasımlı da İran’a döndü. Yıllar önce Pehleviler tarafından Güney Azerbaycan’ın batı eyaletlerine yerleştirilmiş Kürtler bu Azerbaycan şehirlerine hak iddia etmeye başlamış ve Tüklere karşı çeşitli katliamlar yapmaktan da çekinmemişlerdi. İKDP’nin en çok göz diktiği Aerbaycan’ın Sulduz, Soğukbulak ve Urmiye şehirleri idi. Bu yüzden 1978 yılından başlayarak Sulduz’da silahlı gösterilere başlayan İKDP’nın terör örgütlerine Ermeniler de destek verince katliamların önünü almak zorlaştı. Kurulacak Kürdistan için Güney Azerbaycan’ın batı eyaletlerini hedef berirleyen Kasımlı Sulduz’da silahlı büyük bir miting yapacağını ilan etti. Buna karşı çıkan Sulduz halkı şehir içinde mitinge izin vermeyeceklerini ve gerekirse savaşacaklarını ilettiler. 1979 yılının 20 Nisan gecesinde İKDP’nin terör çeteleri Soğukbulak’ta yerleşen İran askerlerinin silahları ile Sulduz şehrine saldırdılar. 4 gün süren katliamda 2 binden fazla Azerbaycan Türkü şehit edildi. Çocuklara, kadınlara ve yaşlılara bile acımadılar. Türk düşmanlığı gözlerini öyle kör etmişti ki karşılarına kim çıkarsa ateş edip şehit ediyorlardı. Bu katliama İran Devlet’i hiç bir tepki vermedi. Urmiyeli Molla Hasan ve Türk fedailerinin yardıma gelmesi ile İKDP terör çeteleri yenilgiye uğratılarak şehirden kovuldu.
      Katliamda yeziti Kürtler ve Ermeniler büyük rol oynadılar. Türk düşmanlığı ile beslenen bu terör çeteleri yıllar sonra Karabağ’da çeşitli katliamlar ve Hocalı soykırımını yaptılar.
      İnsan düşünmüyor da değil aslında bir partinin çapulcuları, çeteleri nasıl bir ordunun silahlarına el koya bilir ki? 4 gün süren bu katliama ordu niye müdahele etmedi? Yoksa ordu bilerek mi bu olaya gözünü kapadı? Kim bilir belki de silahlara el koyulmadı, ordu kendisi bu çapulcu çetelerini silahlandırıp bir Türk katliamı daha yaptırdı. Kim bilir?
       Tarihini unutan, ona yapılan vahşetleri unutan ve dününden ders almayan millet tekrar tekrar aynı tarihi, dünleri yaşar. O yüzden bir an önce toparlanmalı tarihimize bakmalı ve şehitlerimize olan minnet borcunu ödemeliyiz  ki onların ruhları ebedi rahatlığa ve huzura kavuşsun. Allah cümle ş,ehitlerimize rahmet eylesin.