7 Nisan 2018 Cumartesi

Vur Komandir Vur!!!

Senan Kazımoğlu
senan@turkata.com

Yaklaşık bir sene önceydi. İşgal edilmiş Karabağ bölgesinde uçuş yapan bir ermeni helikopteri ara-sıra Azerbaycan ordusunu taciz ediyordu.
Nihayet Azerbaycan askerilerinin nokta atışıyla ermeni helikopteri paramparça oldu. Helikopterin vurmak için komutanlarını teşvik eden askerler hep bir ağızdan VUR KOMANDİR VUR diye haykırıyorlardı. Sonradan bu söz slogana dönüştü. Karabağ’da çıkan her çatışmada bu slogan söylenir oldu.
Gelelim bir hafta öncesine... 2 Nisan günü gece saat 4 gibi Ermeniler yine en iyi bildikleri şeyi yapıyor ve kalleşçe herkes uykudayken sivil halkın yaşadığı köyleri bombalıyordu. Neticede Azerbaycan halkından yaralanan ve şehit olanlar oldu. Ancak Ermenilerin unuttuğu bir şey vardı. Ne bu halk 1993’deki korkutulan sindirilen halktı, ne de bu ordu eskisi gibi paramparçaydı.
Çok geçmeden Azerbaycan ordusu harekete geçti ve ateşin geldiği mevziler darmadağın edildi. Azerbaycan ordusu peş-peşe indirdiği darbelerden sonra ermeni askerleri neye uğradıklarını şaşırdılar. Cesetlerini hatta silahlarını bile ortada bırakıp kaçtılar.
24 saat içinde 1. Ermeni savunma hattı yarıldı. Birkaç köy ve stratejik tepeler ele geçirildi. Ama onu da hatırlatalım ki bu Azerbaycan ordusunun hücumu değil sadece kendisine yapılana verilen cevaptı. Ama Ermeniler bu kadar güçlü karşılığı beklemiyorlardı. Bunu Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan’ın: “Azerbaycan, modern silahlarının olduğunu son üç günde gösterdi. Bizdeki silahlar 1980'in silahları.” sözü de doğruluyor. Neticede Azerbaycan 29 şehit verdi. Karşı taraf da ise 370 den çok leş var. Ancak ne yazık ki uluslararası baskılar ve savaştan taraf olmadığını göstermek adına Azerbaycan yeniden ateşkese gitti.
Bu olayın dışarıdan görülen yüzü. Birde olaya Azerbaycan halkının gözünden bakalım. Halk çatışmaların ilk gününden hangi inançtan, hangi düşünceden hangi partiden olursa olsun, hemen hepsi Karabağ için tek yürek oldu. 1988 bağımsızlık olaylarının başlamasından bu yana halkımı ilk defa böyle milli birlik ve bütünlük içerisinde gördüm. Bankalar şehit ailelerinin kredilerini kapattı, mobil telefon şirketleri bedava dakikalar verdi, öğrenciler devlete destek mitingleri yaptı, dükkanlarda askerlere bedava yiyecek ve giyecekler verildi, Hastaneler yaralı askerlere kan vermek için sıraya giren insanlarla doldu boşaldı, daha neler-neler...
Bunların içinde en güzeli de savaşmak için gönüllü olarak ülke içinden ve dışından binlerce insanın müracaat etmesidir. Bununla da yetinmeyen halk, Azerbaycan’ın her tarafından savaşmak için cepheye koştular. Hatta iş o yere geldi ki gönüllü akının karşını almak için polis barikatları kuruldu. Gönüllü gelenler arasında sadece sıradan vatandaşlar yoktu, birinci Karabağ savaşı sırasında gazi olanlar bile vardı. O protez bacakları, tek gözleriyle Karabağ için savaşmağa gelmişlerdi.
Bu çatışmalar bir sonuç vermese bile, bize yıllarca Karabağ’ı unutturmağa, bizi parçalayıp birbirimize düşürmeye çalışanlara karşı halkın yeniden bir olması, aynı dava ve aynı gaye uğurunda bütünleşmesi her şeye değer. 
Artık halk devletine, ordusuna güveniyor ve hep bir  ağızdan aynı  şeyi söylüyor:
VUR KOMANDİR VUR!!!