23 Nisan 2018 Pazartesi

Türk Dünyasının Ulu Günü Nevruz

Dilek Yılmaz

‘‘… Yüce Göktanrı’nın ilk defa gürlediği, yağız yer altmış türlü çiçekle ilk defa bezendiği, altmış türlü hayvan sürülerinin ilk defa kişnediği ve melediği zaman sen (Türk’ün Atası) yaratıldın!’’
Asırlar öncesinde edilen bu Türk kam (şaman) duasında da belirtildiği gibi ilkbaharın gelişi ve yeni yılın başlangıcı sayılan Nevruz Türkler için büyük öneme sahip olmuştur. Dolayısıyla çok eskilerden beri baharın gelişi; destanlarda, türkülerde, şiirlerde, aşıkların kopuzlarında sıklıkla konu edilmiştir.

Nevruz Bayramı’nın Kökeni
 Milli bir bayram olan Nevruz bilinen ilk Türklerden beri kutlanmaktadır. Türkler İslamiyet’i kabul ettikten sonra bu bayrama farklı anlamlar yüklemiş olsa da aynı ruhla kutlamaya devam etmiştir. Mete Han zamanından beri var olan bu bayram, Türklerde yeni yıl bayramı geleneğidir. Eski Türk takvimi olan 12 Hayvanlı Türk Takviminde de 21 Mart yılbaşı olarak alınmıştır. Nizami Gencevi (Azerbaycan Türk’ü düşünür, şair ve edebiyatçı) ‘‘İskendername’’ adlı eserinde M.Ö. 350 yıllarında Nevruz’un Türkler tarafından büyük bir milli bayram olarak kutlandığını yazmıştır. Nevruz’u kendilerine mal etmeye çalışan Farslar ise Nevruz Bayramını XI. yüzyıldan sonra kutlamaya başlamışlardır. Kimileri yanlış bilgilerden yola çıkarak Nevruz’un Türklere Farslardan geçtiğini ileri sürmektedir. Oysa Nevruz Türk Dünyasının kuzeyinden güneyine, batısından doğusuna her yerinde Türk gelenek ve göreneklerine uygun olarak asırlardır kutlanmaktadır. İslamiyet öncesinde ‘‘Yeni Yıl’’, ‘‘Yeni Gün’’, ‘‘Bahar Bayramı’’, ‘‘Ergenekon Bayramı’’ adları ile kutlanan bu bayram daha sonra (İslamiyet’in etkisiyle olsa gerek) Farsça bir kelime olan Nevruz adıyla kutlanmaya başlanmıştır. Ancak Farsçanın dil özeliklerine baktığımızda Ruz-i Nev biçiminde olması gereken bu tamlama Türk dilindeki ‘‘Yeni Gün’’ adının birebir Farsçaya uyarlandığını, çevrildiğini göstermektedir. Ebülgazi Bahadır Han ve Prof. Dr. Mahmut Taki Zehtabi başta olmak üzere, birçok ünlü tarihçi, İran'ın tamamının milattan 4400 yıl öncesinden Türk yurdu olduğunu ortaya koymaktadır. Bugün de Türkiye’den sonra Türklerin en yoğun olarak yaşadığı Türk yurdu İran (Güney Azerbaycan) coğrafyasıdır. Eski İran kültür ve medeniyetinde Nevruz Bayramı geleneği yoktur. Nevruz’a ait ilk bilgi kaydı 1020 yıllarında Gazneli Mahmut’un Firdevsi’ye yazdırdığı Şehname’de görülmektedir. Nevruz geleneği, Türk medeniyetinden kültür etkileşimi ile İran kültürüne geçmiştir.
Selçuklularda ve Osmanlılarda Nevruz
Nevruz Türk lehçelerinde farklı adlarla anılsa da ortak bir toplumsal ve kültürel birikimin, kadim Türk belleğinin yansımalarıdır. Bu bayram bütün Türk boyları tarafından bilinip resmi bayram olarak kutlanmaktadır. Selçuklu ve Osmanlı Türklüğü de Yeni Gün bayramını resmi bayram olarak kutlamışlardır. Selçuklu Sultanı Melikşah’ın ünlü matematikçi Ömer Hayyam’a hazırlattığı takvimin yılbaşı yine 21 Mart’tır. Yine Osmanlı Devleti’nde büyük şenliklerle kutlanan Nevruz’a padişah da katılır, her yıl 21 Mart’ta özel Nevruz macunu yapılıp halka dağıtılırdı. Bu gelenek günümüzde Manisa’da Mesir Macunu Şenlikleri olarak yaşatılmaktadır.
Ergenekon Destanı-Nevruz ilişkisi
Türkler Nevruz’a (Yeni Gün/Ergenekon) iki anlam yüklemektedirler. Birincisi baharın gelişi ile ilgilidir. İkincisi ise Türk mitolojisindeki Ergenekon Destanı ile ilgilidir. Destana göre:
Göktürkler büyük bir soykırıma uğrarlar. Bu soykırımdan yalnız Hakan’ın küçük oğlu Kıyan, kuzeni Tokuz (Nüküz) ile eşleri kurtulurlar. Düşman askerlerinin, onları bulamayacağı bir yere sığınırlar. Dört yüz yıl sonra kendileri ve sürüleri o kadar çoğalır ki Ergenekon (Dar Geçit) adını verdikleri yeni yurtlarına sığamazlar. Atalarının buraya geldiği geçidin yeri unutulmuştur. Ergenekon’un çevresindeki dağlarda geçit ararlar. Bir demirci, dağın demir kısmını eritir ve oradan çıkarlar. İlhan’ın soyundan gelen Türkler yeniden güçlenmiş olarak eski vatanlarına döner, atalarının intikamını alırlar.
Ergenekon’dan çıktıkları gün olan 21 Mart’ta her yıl bayram yaparlar. Bu bayramda bir demir parçasını kızdırırlar, demir kıpkırmızı olunca önce Hakan daha sonra beyler demiri örsün üstüne koyup döverler. Ergenekon  bugün hem yeniden özgürlüğe kavuşulan gün hem de bahar bayramı olarak hala kutlanmaktadır.
Türkiye’de ise 1991 yılında Türk Dünyası ile birlikte ortak bir gün olarak, resmi tatil olmaksızın bayram ilan edilen 21 Mart TÜRKSOY tarafından her yıl kutlanmaktadır.