Karahanlı ve Selçuklu Hatunları
Sümeyye Melek Öncel
Tarih
boyunca üzerinde çok konuşulan, hakkında araştırmalar yapılıp çeşitli
çalışmalara konu olan kadının yeteri kadar anlaşılamamış olduğunu, geçmişte
yaşamış kadınlardan haberdar olmayan toplumun kadın yetiştiremediğini, bunun
toplum üzerindeki etkisini bir önceki yazımda belirtmiş ve tarihte kadının
hangi konumlarda, hangi şartlar altında bulunduğuna değinmiştim.
Bu
yazımda size, öncekinin devamı niteliğinde Karahanlı ve Selçuklu hatunlarından
örnekler vererek İslam’dan sonra Türk kadınının statüsünden bir şey kaybetmeden
hatta başka alanlarda da aktifleşmeleriyle önemlerinin artarak devam ettiğinden
bahsedeceğim. Ancak burada şunu belirtmekte yarar var ki kadının aktif olduğu
alanlar devletlere, yaşadıkları coğrafyaya göre değişlik göstermiştir. Örneğin
Büyük Selçuklularda kadınlar hatun kimlikleriyle bazı dönemlerde yönetimi
etkilemeye devam etmişler ancak bu durum Anadolu Selçuklularında değişmiş; bu
devlet bünyesinde hatunlar daha çok toplumsal alanda, sosyal faaliyetlerde
etkili olmuşlardır.
Karahanlılarda
diğer Türk devletlerinde olduğu gibi hatun sarayda hakandan sonra söz sahibi
olan en önemli kişidir. Bu durum hatunun maddi gücünü artırmasının yanı sıra
diğer insanlar üzerindeki etkisini de artırmıştır. Bunun sonucunda hatunun
hizmetine girmek itibarlı görülmüştür. Hatunlar, oğullarını veliaht tayin
ettirmek arzusuyla saray içi entrikalarda rol alarak büyük sonuçları olan
olaylara karışmışlardır. Örneğin, Buğra Han’ın hatunu kendi oğlu İbrahim’i
tahta çıkarmak için kocası Buğra Han’ı zehirleterek öldürtmüştür. Devamında
Buğra Han’ın yakın adamlarını da öldürterek oğlu İbrahim’i tahta
çıkarabilmiştir. Sarayda ve ülkede yaşanan bu olaylar dolayısıyla canından
endişe eden bazı hanedan mensupları bölgeyi terk etmiştir. Bunların içinde
Bağdat’a giden Kaşgarlı Mahmud da bulunmaktadır. Yaşanan olaylara baktığımız
zaman hatunun etki alanının ne denli geniş olduğunu görmekteyiz.
Hatunların
sahip oldukları güç ve yetkileri şahsî menfaatleri doğrultusunda kullanmalarına
bir örnek de Büyük Selçuklulardaki Terken Hatun’dan verebiliriz. Bilindiği
üzere Terken Hatun Melikşah’ın hatunudur ve oğlu Mahmud’u veliahd ilan
ettirebilmek için bu isteğe karşı çıkan vezir Nizamülmülk’ü bertaraf ederek
Tacülmülk’ün yerine geçmesini sağlamıştır. Nizamülmülk Siyasetme adlı meşhur
eserinde bu hatundan kaynaklı olsa gerek kadınların siyasete dâhil edilmemesi
konusundan sert bir üslupla bahsetmektedir. Terken Hatun bunun dışında
Melikşah’ın ölümünü gizleyerek taraftar toplamaya çalışmış, bu uğurda
Berkyaruk’la taht mücadelesine dahi girişmiştir. Bu girişimlerinde başarılı
olamadan vefat etmiştir. Ayrıca halifeden olan torununu hilafet makamına
getirebilmek için de uğraşmıştır. Elindeki her türlü imkânı siyasî ihtirasları
uğruna harcayan bu hatun, ülkede büyük bir buhranın yaşanmasına ve siyasî
nizamın bozulmasına sebep olmuştur.
Karahanlılarda
Buğra Han’ın karısı ve Büyük Selçuklularda Melikşah’ın karısı Terken hatun gibi
gücünü, bilgisini, yetkisini şahsi istekleri uğrunda tüketen hatunlar haricinde
Büyük Selçuklularda bir hatun vardır ki gelecekteki tüm kadınlara, ciddiyeti,
merhameti, cesareti ve sevgisiyle başlı başına bir örnektir… Bu hatun, devlet
yönetimine olumlu etkisi olan iktidar mücadelesindeki rolleriyle dikkat çeken
ve devlet düzeninin korunmasına katkı sağlayan Altuncan Hatun’dur. Altuncan
Hatun İbrahim Yınal’ın Tuğrul Bey’e isyanı sırasında Sultan’a yardım için tüm
şartları zorlamış, Abbasi halifesini ve vezirleri karşısına alarak Bağdat’ta
kalan orduyla yola çıkmıştır. Tuğrul Bey’in yerine tahta geçme isteklisi olan
oğlu Enuşirvan sonradan annesine katılmak istemişse de onu devlete karşı
işlediği suçlardan tutuklatarak zincire vurdurmuştur. Tuğrul Bey bu hatun
sayesinde İbrahim Yınal’ı mağlup edebilmiştir. Böylece devlet kardeş kavgasıyla
gücünü kaybetmekten ve yıkılmaktan kurtulmuştur. Altuncan Hatun fikirleri ve
faaliyetleriyle devleti her şeyin üstünde tutarak örnek bir şahsiyet olmuştur. Bu
hatun siroz hastalığından vefat etmeden evvel Tuğrul Bey’e halifenin kızı ile
evlenmesini vasiyet etmiş; bununla dünya ve ahiret saadetine nail olacağını
söylemiştir. Altuncan hatun kocasına böyle vasiyet bırakacak kadar peygamber
sevgisiyle çırpınan dindar bir Selçuklu hatunudur.
Büyük
Selçuklularda kadınlar, maddi güçlerini olumlu ya da olumsuz anlamda rahatça
kullanabilen hatunlar haricinde ilmî hayatta da etkin olmuşlardır. Özellikle
âlim babaları tarafından belli konularda uzman olacak şekilde yetiştirilen
kızlar, babalarının talebeleriyle evlendirilmiş, doğan çocuklarını bizzat
eğiterek ya da geniş kitlelere hitap ederek ilmî hayatta varlıklarını devam
ettirmişlerdir. Büyük Selçuklular döneminde çeşitli bölgelerde devrin önemli
muhaddisleri, vâizeleri, sûfiyeleri, fakîheleri, kâtibe ve şairleri
yetişmiştir. Bunların hâricinde çeşitli hayır kurumu yaptıran hayırsever
kadınlara da rastlamaktayız.
Anadolu
Selçuklu hatunlarına baktığımızda Büyük Selçuklu hatunlarından farklı olarak
idari ve siyasî hayattaki etkinliklerinin azaldığını görmekteyiz. Bu dönemde
hatunlara asker, kendi hazinelerine akan gelirler, ikta divan teşkilatları
verilmeyerek hatunların idarî ve askerî unsur üzerindeki nüfuzu giderek
kırılmıştır. Siyasete dâhil edilmeyen hatunların idarî işlerde söz hakkı da
kalmamıştır. Böylece siyasî hayatta eski dönemlerde olduğu kadar var olamayan
hatunlar genellikle sosyal alanlarda faaliyet göstermiştir. Hanedan kadınları,
hastahane, han, hamam, camii, medrese, kütüphane, külliye, yol, köprü, zaviye
gibi hayır kurumları inşa ettirmişlerdir.
Anadolu
Selçuklu döneminde kadınlar, siyasî hayatta devletlerarası münasebetlerin
geliştirilmesi için yapılan diplomatik evliliklerle ön plana çıkmışlardır. Örneğin
I. Kılıçarslan’ın, Çaka Bey’in kızı Ayşe Hatun ile yaptığı evlilik diplomatik
amaçla yapılan bir evliliktir. Bizans’a karşı gücünü artıran Çaka Bey, Bizans
tahtı hedefi için Kılıçarslan’la iyi ilişkiler kurmak amacıyla onun, kızıyla
evlenmesini istemiştir. Bölgede etkin gücü olan bir beyin kızıyla evlenmek
Kılıç Arslan’ın menfaatleri açısından da yararlı olacağından bu evlilik
gerçekleştirilmiştir. Ayşe Hatun kadınların Anadolu Selçuklu devleti
siyasetinde ilk defa fiilen yer aldığını gösteren bir örnektir. I. Kılıç
Arslan’ın vefatından sonra ortaya çıkan siyasî rekabet ortamında, idarenin
başında Tuğrul Arslan var gibi görünse de siyasette Ayşe Hatun etkin bir
şekilde yer almıştır. Ömrünü iktidar mücadelesine harcayan bu hatun, I.
Kılıçarslan’dan sonra menfaatlerine uygun şekilde pek çok evlilik
gerçekleştirmiştir. Ayşe hatun dışında Anadolu Selçuklu siyasetinde bu kadar
etkin olan hatun bulunmamaktadır. Ümmühan, Mahperi, Gürcü, Melike Adiliyye ve Gömeç
Hatunlar diplomatik amaçlarla Selçuklu sultanlarıyla evlendirilmiş; siyasî
hayattan ziyade sosyal hayatta hayır işlerinde etkin olmuşlardır. Gevher
Nesibe, Melike Füllâne, Melike Selçuka, Hand Fatma Hatunlar sultanın kızları
olarak yine diplomatik evlilikler gerçekleştirmişler ve sosyal faaliyetlerde ön
plana çıkmışlardır.
Anadolu
Selçuklu kadınlarından bahsetmişken Bacıyan-ı Rum kadınlarına da değinmek
gerektiği kanaatindeyim. Anadolu fethedildikten sonra yoğun kültürel
faaliyetlere girişilmiştir. İçinde pek çok sanayii dalının bulunduğu Ahi
Teşkilatı da bu faaliyetler çerçevesinde kurulmuştur. Burada işlenen derilerin
yünlerinin ziyan olmaması için Türkmen kadınlar organize edilerek örgücülük ve
dokumacılığa yönlendirilmiş, böylece yünler değerlendirilmiştir. Bacı
Teşkilatı, kadınların bu şekilde iş hayatına dâhil olmasıyla ortaya çıkmış,
kadınlar bu teşkilat dâhilinde çeşitli alanlarda eğitim görmüşlerdir. Bacıyan-ı
Rum kadınları Moğolların Anadolu’yu işgali sırasında savunmada da yer almışlar,
ancak başarı sağlayamayınca Anadolu’nun ücra köşelerine kadar dağılmışlar ve
bildikleri sanatların bu bölgelere yayılmasını sağlamışlardır.
Sonuç olarak, Anadolu
Selçuklularından önce kurulan Türk devletlerinde İslam’ın kabulüyle birlikte
kadınların hayatında da değişiklikler olmuştur. Göçebe hayat şartlarına bağlı
olarak kadınlar ata binmek, ok atmak gibi erkeklerin yaptığı pek çok işi
yaparken İslam’la birlikte göçebe kültürden yerleşik kültüre geçilmeye
başlanmasıyla kadınların faaliyetleri de değişmiştir. Özellikle sultanların
eşleri olan hatunlara baktığımızda yavaş yavaş yönetimdeki etkinliklerini
kaybettikleri görmekteyiz. Bu durum özellikle Anadolu Selçuklularında bariz
şekilde ortaya çıkmıştır. Sultanın eşleri yönetimde etkinliklerini sürdürmekten
çok hayır işleriyle uğraşmışlardır. Hatunlar bu faaliyetleriyle Anadolu’nun
Türkleşmesi ve İslamlaşmasına önemli katkı sağlamışlardır. Ellerinde bulunan imkânları
siyasi ihtirasları uğrunda harcamaktan ziyade hayır müessesesi yapımında
kullanan hatunların Anadolu’nun imarında da olumlu etkileri olmuştur. Hatunlar
haricinde çeşitli tarikatlara bağlı olan kadınlar da İslam’ın Anadolu’da
yayılmasına katkı sağlamışlardır. Bunların dışında Ahilerin bir kolu olarak
ortaya çıkan Bacıyân-ı Rûm teşkilatına bağlı olan kadınlar her türlü faaliyet
içinde bulunmuşlardır. Anadolu’nun Türkler için vatan haline gelmesi ve
İslam’ın Anadolu’nun her köşesine yayılmasında etkisi olan, bahsi geçen,
geçmeyen ya da bilgi sahibi olamadığımız gizli kahramanlara büyük minnet borcumuz
var… Allah (c.c.) onlardan râzı olsun…
Yazımı
sonlandırırken yine bir küçük not eklemem gerektiği düşüncesindeyim… Tarihî bir
konuda yazarken ilgililere doğru bilgi vermek ve onları doğru yönlendirmek
adına; yaşanılan bölgeleri, bahsi geçen şahısların dinî inancı, yaşayışı, örfü,
âdeti ve kültürünü göz ardı edemeyiz, etmememiz gerekir. Bilgileri bunlara
riayet ederek en doğru şekilde aktarmaya özen göstermek gayreti içerisindeyiz.
Esen kalınız…
KAYNAKLAR
SELÇUK, Havva,
Türk Tarihinde Kadın ve Savaş, Çizgi Kitabevi, Konya 2014.
HUNKAN, Ömer
Soner, “Türk Hakanlığı’nda (Karahanlılarda) Kadın”, Ortaçağda Kadın, Edi. Altan
Çetin, Lotus Yayınevi, Ankara 2011, s.375-394.
CAN, Sevim,
”Büyük Selçuklu Devleti’nde Siyasi Gücün Kadınlar Tarafından Kullanılması”,
Ortaçağda Kadın, Edi. Altan Çetin, Lotus Yayınevi, Ankara 2011, s.395-419.
OCAK, Ahmet,
“Selçuklu İlim Ve Tefekkür Hayatında Kadınların Yeri”, Ortaçağda Kadın, Edi.
Altan Çetin, Lotus Yayınevi, Ankara 2011, s.420-458.
METİN, Tülay,
“Türkiye Selçuklu Siyasî Hayatında Kadının Rolü Üzerine”, Ortaçağda Kadın, Edi.
Altan Çetin, Lotus Yayınevi, Ankara 2011, s.470-482.