Sol taraftaki
“ALTIN RAKAMLI SAATE” bir banka reklamında rastladık. Saat kapitalizmin geldiği
nihayi noktayı resmetmektedir…
Ayakları şişinceye
kadar namaz kılan, kalk ey BİLAL ezan oku da namaz kılarak rahatlayalım, huzur
bulalım diyen bir Peygamberin ümmeti ne hale getirildi… AVM’ler (Alış Veriş
Merkezleri) kapitalizmin mabedleri olunca, namazla değil, alış verişle huzur
bulan bir toplum haline getirildik maalesef…
Eh, hal böyle olunca da böyle
altın saatli reklamlar da kaçınılmaz oluyor tabii ki… Yarın bir gün evlerimizin
duvarlarını böyle saatler kaplarsa şaşırmayız doğrusu… Mezkur banka adeta “ÇOK
KAZANACAKSIN, ALTIN BİRİKTİRECEKSİN BİZ DE SENİN BU ALTINCIKLARINI MUHAFAZA
EDECEĞİZ” demeye getiriyor. Acaba rahat uyuyacak mısın?.. Durum gerçekten
vahim… Fransız düşünür, tarihçi, edebiyat eleştirmeni (Michel FOUCAULT)
FUKO’nun “KAPITALIZM KONFOR VERIR AMA ÖZGÜRLÜĞÜNÜZÜ ELİNİZDEN ALIR!” sözu tam
da yerinde bir tespit... Müteaddit kez “Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?,”
“Hiç düşünmüyor musunuz?,” “Akıl erdiremiyor musunuz?,” diye biz muhâtablarını
sürekli “düşünmeye, akletmeye davet eden” hidâyet rehberimiz Kur’an-ı Hakiminde
Yüce Rabbimiz; “FE EYNE TEZHEBÛN - (HÂL BÖYLE İKEN) NEREYE GİDİYORSUNUZ?
(Tekvir-26)” buyurarak “Bu gidiş nereye?” dercesine ayrıca bizleri
uyarmaktadır...
Tüm bunlarla
birlikte bir de ecdâdın saat anlayışına,
“BIR OSMANLI SAATINE” bakalım. Osmanlı saatine kelimenin tam manasıyla
İLİM ve İRFAN hâkim. Ecdâd saate bakarken dahi tefekkur ve tedebbur halinde...
Saatte 1’den 6’ya kadar olan nâib-i rakamlar (TEVHİD, İLİM, İRFAN, AKIL,
HİKMET, İNSAN) insanın iç âlemini îmar eden değerler iken, 6’dan 12’ye kadar
olanlar ise (AMEL, ADALET, AHLÂK, ÜMRAN, İSLÂM, HAKK) mâmur olmuş insandan
sâdır olan kıymetleri ifade etmektedir… Osmanlının azametini görmek için saatine
bakmak bile kâfidir desek beklide fazla abartmış olmayız. Nereden nereye?..
Konuyla ilgili
Tevbe suresi 34. ayette yüce Rabbimiz: “BİR DE ALTIN VE GÜMÜŞÜ HAZİNEYE
DOLDURUP, ONLARI ALLAH YOLUNDA SARF ETMEYENLERİ BU YÜZDEN ACIKLI BİR AZAP İLE
MÜJDELE!” buyururken, Hz. Peygamber Efendimiz ise: “İNSANOĞLUNUN BİR DERE
DOLUSU ALTINI OLSA, BİR DERE DOLUSU ALTIN DAHA İSTER.” buyurarak insanoğlunun
Dünya malına temayülüne vurgu yapmaktadır…
Hz. Mevlana da
Dünya malının Dünya’ya ait olduğunu; “DÜNYA HAYATI BİR RÜYADAN İBARETTİR.
DÜNYADA SERVET SAHİBİ OLMAK RÜYADA DEFİNE BULMAYA BENZER. DÜNYA MALI NESİLDEN
NESİLE AKTARILIR AMA HEP DÜNYADA KALIR” buyurarak ne güzel özetlemiştir…
Hadis-i şerifte ise; “ALLAH KATINDA DÜNYA, BİR SİVRİSİNEĞİN KANADINA DENK
OLSAYDI (YANİ TÜM DÜNYA VE İÇİNDEKİLERİN DEĞERİ BU KADAR OLSAYDI), KÂFİRE
DÜNYADA BİR YUDUM SU İÇİRMEZDİ” buyurulmaktadır…
Son olarak
TIBET’in ruhani lideri DALAI LAMA’nın bugünkü yaşam biçimimizi çok güzel tasvir
eden bir şiiriyle bitirelim. “ÇAĞIMIZIN PARADOKSU” isimli şiirinde LAMA şöyle
özetler acı gerçekleri:
“Evlerimiz
büyüdü; fakat ailelerimiz küçüldü...
Artık daha
rahatız ama zamanımız az...
Öğrenim
seviyemiz arttı; fakat anlama yetimiz azaldı...
Daha fazla
bilgili olmamıza rağmen, daha zor karar veriyoruz...
Daha fazla
uzmanız; fakat daha fazla sorunluyuz...
Daha fazla
tedaviye rağmen daha az sağlıklıyız...
Aya gidip
gelerek onca yolu kat ettik ama caddeyi geçip yeni komşumuzla tanışmakta
geciktik...
Daha fazla
üretelim diye yeni bilgisayarlar geliştirdik; fakat daha az iletişim kurmaya
başladık...
Çok uzun yol kat
ettik ama kalitede bir o kadar kısa kaldık...
‘Fast food’ ve
uzun sindirim zamanı…
Anlamlar büyük;
fakat karakterler küçük...
Kârlar yüksek;
fakat ilişkiler yüzeysel...
Şimdi artık
pencerelerimizde çok şeyin olduğu ama odamızda hiçbir şeyin olmadığı zaman…”
NETİCE:
“ALLAH’IN SANA VERDİKLERİ İÇİNDE AHİRET YURDUNU İSTE VE DÜNYADAN NASİBİNİ
UNUTMA.” (KASAS, 77)
İFRAT ve TEFRİT
muvazenesini korumamız temennisiyle Hz. Mevlana’nın şu vecizesiyle bitirelim;
“GEMİNİN YÜZMESİ İÇİN SU ŞARTTIR AMA İÇİNE GİRERSE BATIRIR. GEMİ İÇİN SU NEYSE
MÜ’MİN İÇİN DE DÜNYA ODUR…”