30 Ocak 2018 Salı

Tarih'in Eğitim Bilimine Etkisi

Derya ERKAN

Geçmiş ve geçmişin bilimsel bir yöntemle incelenmesi olarak tanımlanan tarih, sosyal bilimin en önemli ögelerinden biridir. Geçmişten bugüne tarih biliminin gelişimi incelendiği zaman, bu bilim dalının çeşitli amaçlar için kullanıldığı görülmektedir. Tarih geçmişten bugüne, ahlak, din, politika, ideoloji, ilgi ve eğlence için kullanılmıştır.
Tarih eğitiminin günümüzdeki amaçları incelendiği zaman, bu alanın öğretiminin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde farklı olduğu görülür. Gelişmekte olan ülkelerde, tarih genelde geleneksel bir anlayışla daha ziyade kimlik gelişimi ve kültür aktarımı amacıyla öğretilmektedir. Buna karşın, gelişmiş ülkelerde, tarih eğitiminin ağırlıklı olarak zihinsel becerileri geliştirme üzerine dayandığı görülmektedir. Buna en güzel örnek İngiltere olup, bu ülkede tarih eğitimi zihinsel becerileri geliştirme esaslı olarak öğretilmektedir.
            Tarih eğitiminin amaçları arasında çocuğa sosyal hayatın değerlerinin takdir ettirilmesi, insanların birbirleri ile etkili iş birliğini kolaylaştırma, gelişime yardım eden ve gelişimi engelleyen karakterlerin tanınmasını sayabiliriz. Dewey tarihi, oluş süreci ve organizasyon türlerini açıkça ortaya koyan bir toplum çalışması, aracısız bir sosyoloji olarak tanımlamıştır. Bence de tarih öğretimi öğrencinin kişisel gelişimine hem bilişsel hem de duyuşsal açıdan katkıda bulunurlar. Tarih öğretiminin eğitimsel sonuçlarından ilki olan sezme, tarih öğretimine karşı tutumlar bölümündeki hayal gücü ile ilişkilidir. Sezme karşılaşılan olaylarda anlama ve araştırmaya yönelik duyulan istek olarak tanımlanmıştır. İkincisi olan değerler bilgisi, bireylerin hangi değerlere sahip olması gerektiğini önermekten çok, değerlerin insan davranışlarını ve kararlarını etkilediğini, bireyin seçme fırsatının olduğunu ve bu fırsatın zaman zaman kısıtlanabileceğini ve belli değerleri benimseyerek ona göre davranmanın çeşitli sonuçları olduğunu göstermektedir. İstenilen sonuç insan ilişkilerinde değerlerin ve değer yargılarının oynadığı rolün anlaşılmasıdır. Tarih öğretiminin amaçları; disiplin içi amaçlar ve sosyal amaçlar olarak ikiye ayrılır. Disiplin içi amaçlar, tarihçi gibi düşünmelerini sağlayacak beceri ve nitelikleri kazandırmaya yönelik amaçlardır. Sosyal amaçlar ise; öğrenciye demokratik- eleştirel bakış açısı kazandıracak amaçlar olarak ifade edilmektedir. Sosyal amaçların büyük bir kısmı bireysel ve toplumsal değerlerle ilişkilidir. Bu amaçlara ulaşabilmek için tarih derslerinin geleneksel anlayışla işlenmemesi gerekmektedir. Ayrıca tarih bilimi eğitimi bilgileri keşfetmelerini sağlayan yaklaşımdır. Bu yaklaşımla tarih öğretimi aracılığıyla demokratik sistemin ihtiyaç duyduğu bilimsel ve analitik düşünebilen bireylerin yetiştirilmesine katkı sağlanır.
Geçmişten dersler çıkarmamızı sağlayan tarih, değerleri insanlara ulaştırmada önemli bir araçtır. Tarih derslerinde karşılaşılan olaylar ve bu olayların ortaya koyduğu değerler hem öğrencilere yeni değerler kazandırır hem de mevcut değerlerini sorgulamalarını sağlar. Tarih dersleri ile öğrencilere; özgürce düşünebilme, güncel temelli tartışmalar yapabilme, etkili iletişim kurabilme, işbirlikli öğrenme, meraklı olma, kanıta dayalı araştırma yapabilme ve tek taraflı bakış açısı yerine çok yönlü düşünebilme, hoşgörülü olma, ayrımcılığa karşı olma, ben ve öteki ayrımını önyargı ve kaba genellemelere dayanmaksızın yapabilme becerileri kazandırmak mümkündür. Bütün bu beceriler eleştirel düşünebilen, açık görüşlü demokratik bireylerin yetiştirilmesinde önemlidir.
Tarih dersleri içerdiği yaşanmış zengin konular sayesinde eğitim biliminde önemli bir yere sahiptir. Geçmişte yaşanmış olayları günümüze taşıyarak öğrencilere sunan tarih dersleri, milli kültürün aktarımı ve devamlılığının sağlanması, hak ve sorumluluklarını bilen, insanlara sevgi ve saygı duyan iyi vatandaşların yetiştirilmesi, yaratıcı, eleştirel ve empatik düşünme becerilerini geliştirici özellikleri ile eğitimcilere değer eğitimi ve öğretimi için önemli fırsatlar sunar. Tarih derslerinde konuların işlenişi sırasında kullanılabilecek olan, fermanlar, kitabeler, biyografiler, savaşlar, antlaşmalar, tarihsel hikâyeler ve kahramanlar, çevre gezileri, müze ziyaretleri, sözlü tarih çalışmaları aracılığıyla değerlerin öğretilebilmesi mümkündür. Örneğin; “Bir devlet başkanının (padişah, kral) sahip olması gereken değerler nelerdir? Hangi durumlarda devlet başkanı bu değerlerden ödün verebilir? Devlet başkanının bu değerleri ihlâl ettiği durumları biliyor musunuz? Eğer ihlâl ederse ne olur? Onu kim yargılar?”  gibi sorular sorulmak ve tartışılmak suretiyle değer eğitimine katkı yapılabilir.

İşte hak ve sorumluluklarını bilen, kendini, çevresini, milletini ve dünyayı daha iyi tanıyan; geçmiş ve gelecek arasında bağ kurabilen; empatik düşünme becerilerini geliştirmiş; insanlığın günümüze değin geliştirmiş olduğu siyasal sistemleri anlayabilmiş olan bireyler yetiştirmek istiyorsak tarihe ve tarih eğitimine önem vermek zorundayız. Bunu yaparken eğitim bilimlerinin tüm yöntem ve tekniklerini  kullanabilirsek hedefimize daha sağlam ulaşırız.