Derya ERKAN
Geçmiş ve geçmişin bilimsel bir
yöntemle incelenmesi olarak tanımlanan tarih, sosyal bilimin en önemli ögelerinden
biridir. Geçmişten bugüne tarih biliminin gelişimi incelendiği zaman, bu bilim
dalının çeşitli amaçlar için kullanıldığı görülmektedir. Tarih geçmişten
bugüne, ahlak, din, politika, ideoloji, ilgi ve eğlence için kullanılmıştır.
Tarih eğitiminin günümüzdeki amaçları incelendiği zaman, bu alanın öğretiminin
gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde farklı olduğu görülür. Gelişmekte olan
ülkelerde, tarih genelde geleneksel bir anlayışla daha ziyade kimlik gelişimi
ve kültür aktarımı amacıyla öğretilmektedir. Buna karşın, gelişmiş ülkelerde,
tarih eğitiminin ağırlıklı olarak zihinsel becerileri geliştirme üzerine
dayandığı görülmektedir. Buna en güzel örnek İngiltere olup, bu ülkede tarih
eğitimi zihinsel becerileri geliştirme esaslı olarak öğretilmektedir.
Tarih eğitiminin amaçları arasında
çocuğa sosyal hayatın değerlerinin takdir ettirilmesi, insanların birbirleri ile
etkili iş birliğini kolaylaştırma, gelişime yardım eden ve gelişimi engelleyen
karakterlerin tanınmasını sayabiliriz. Dewey tarihi, oluş süreci ve
organizasyon türlerini açıkça ortaya koyan bir toplum çalışması, aracısız bir
sosyoloji olarak tanımlamıştır. Bence de tarih öğretimi öğrencinin kişisel
gelişimine hem bilişsel hem de duyuşsal açıdan katkıda bulunurlar. Tarih
öğretiminin eğitimsel sonuçlarından ilki olan sezme, tarih öğretimine karşı
tutumlar bölümündeki hayal gücü ile ilişkilidir. Sezme karşılaşılan olaylarda
anlama ve araştırmaya yönelik duyulan istek olarak tanımlanmıştır. İkincisi
olan değerler bilgisi, bireylerin hangi değerlere sahip olması gerektiğini
önermekten çok, değerlerin insan davranışlarını ve kararlarını etkilediğini,
bireyin seçme fırsatının olduğunu ve bu fırsatın zaman zaman
kısıtlanabileceğini ve belli değerleri benimseyerek ona göre davranmanın
çeşitli sonuçları olduğunu göstermektedir. İstenilen sonuç insan ilişkilerinde
değerlerin ve değer yargılarının oynadığı rolün anlaşılmasıdır. Tarih
öğretiminin amaçları; disiplin içi amaçlar ve sosyal amaçlar olarak ikiye
ayrılır. Disiplin içi amaçlar, tarihçi gibi düşünmelerini sağlayacak beceri ve
nitelikleri kazandırmaya yönelik amaçlardır. Sosyal amaçlar ise; öğrenciye
demokratik- eleştirel bakış açısı kazandıracak amaçlar olarak ifade
edilmektedir. Sosyal amaçların büyük bir kısmı bireysel ve toplumsal değerlerle
ilişkilidir. Bu amaçlara ulaşabilmek için tarih derslerinin geleneksel
anlayışla işlenmemesi gerekmektedir. Ayrıca tarih bilimi eğitimi bilgileri
keşfetmelerini sağlayan yaklaşımdır. Bu yaklaşımla tarih öğretimi aracılığıyla
demokratik sistemin ihtiyaç duyduğu bilimsel ve analitik düşünebilen bireylerin
yetiştirilmesine katkı sağlanır.
Geçmişten dersler çıkarmamızı sağlayan
tarih, değerleri insanlara ulaştırmada önemli bir araçtır. Tarih derslerinde
karşılaşılan olaylar ve bu olayların ortaya koyduğu değerler hem öğrencilere
yeni değerler kazandırır hem de mevcut değerlerini sorgulamalarını sağlar. Tarih
dersleri ile öğrencilere; özgürce düşünebilme, güncel temelli tartışmalar
yapabilme, etkili iletişim kurabilme, işbirlikli öğrenme, meraklı olma, kanıta
dayalı araştırma yapabilme ve tek taraflı bakış açısı yerine çok yönlü
düşünebilme, hoşgörülü olma, ayrımcılığa karşı olma, ben ve öteki ayrımını
önyargı ve kaba genellemelere dayanmaksızın yapabilme becerileri kazandırmak
mümkündür. Bütün bu beceriler eleştirel düşünebilen, açık görüşlü demokratik
bireylerin yetiştirilmesinde önemlidir.
Tarih dersleri içerdiği yaşanmış zengin
konular sayesinde eğitim biliminde önemli bir yere sahiptir. Geçmişte yaşanmış
olayları günümüze taşıyarak öğrencilere sunan tarih dersleri, milli kültürün
aktarımı ve devamlılığının sağlanması, hak ve sorumluluklarını bilen, insanlara
sevgi ve saygı duyan iyi vatandaşların yetiştirilmesi, yaratıcı, eleştirel ve
empatik düşünme becerilerini geliştirici özellikleri ile eğitimcilere değer
eğitimi ve öğretimi için önemli fırsatlar sunar. Tarih derslerinde konuların
işlenişi sırasında kullanılabilecek olan, fermanlar, kitabeler, biyografiler,
savaşlar, antlaşmalar, tarihsel hikâyeler ve kahramanlar, çevre gezileri, müze
ziyaretleri, sözlü tarih çalışmaları aracılığıyla değerlerin öğretilebilmesi
mümkündür. Örneğin; “Bir devlet başkanının (padişah, kral) sahip olması gereken
değerler nelerdir? Hangi durumlarda devlet başkanı bu değerlerden ödün
verebilir? Devlet başkanının bu değerleri ihlâl ettiği durumları biliyor
musunuz? Eğer ihlâl ederse ne olur? Onu kim yargılar?” gibi sorular sorulmak ve tartışılmak
suretiyle değer eğitimine katkı yapılabilir.
İşte hak ve sorumluluklarını bilen,
kendini, çevresini, milletini ve dünyayı daha iyi tanıyan; geçmiş ve gelecek
arasında bağ kurabilen; empatik düşünme becerilerini geliştirmiş; insanlığın
günümüze değin geliştirmiş olduğu siyasal sistemleri anlayabilmiş olan bireyler
yetiştirmek istiyorsak tarihe ve tarih eğitimine önem vermek zorundayız. Bunu
yaparken eğitim bilimlerinin tüm yöntem ve tekniklerini kullanabilirsek hedefimize daha sağlam
ulaşırız.