Azad DADAYEV
Eserleri
ve liderliğiyle gönüllerde taht kuran, “ENTELEKTÜEL,
EYLEM ADAMI, SİYASETÇİ, ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI VE DÜŞÜNÜR KİMLİĞİ” ile
halkına öncülük eden Bilge Kral Aliya İZZETBEGOVİÇ, tüm Müslüman Dünya’da rahmet,
hürmet ve minnetle yâd edildi ve bu fâni Dünya var oldukça da yâd edilmeye
devam edecektir…
Bazı insanlar vardır bu dünyadan göçer ama “eseri ve tesiri” tâ kıyamete kadar devem eder. Bilge Kral Aliya İZZETBEGOVİÇ’de işte o insanlar zümresindendi...
Bazı insanlar vardır bu dünyadan göçer ama “eseri ve tesiri” tâ kıyamete kadar devem eder. Bilge Kral Aliya İZZETBEGOVİÇ’de işte o insanlar zümresindendi...
Gücünü
imandan alan samimi duygularıyla doğru bildiği yolda yürüdü, yürüdü, yürüdü…
Her okuduğumda bendenizi derinden sarsan özellikle şu cümlesi ise kulaklara
küpe mahiyetinde hâlâ canlılığını korumaktadır: “…VE HER ŞEY BİTTİĞİNDE,
HATIRLAYACAĞIMIZ ŞEY; DÜŞMANLARIMIZIN SÖZLERİ DEĞİL, DOSTLARIMIZIN SESSİZLİĞİ
OLACAKTIR.”
Evet,
İslam’ı Batıda temsil eden Boşnak kardeşlerimiz 1992-1995 yılları arasında câni
Sırplar tarafından ağır katliama maruz kaldılar. Sırplar, “BOŞNAKLARI YOK ETMEK YETMİYOR, KÜLTÜRLERİNİ
YANSITAN ESERLERİNİ DE YOK ETMEMİZ GEREKİYOR” derken adeta şunu demek istiyorlardı: “İSTERSEN EVLERİNİ YERLE BİR ET!.. BİR ŞEKİLDE YENİDEN ÇIKARLAR
KARŞINA. AMA İNSANLARIN ESERLERİNİ, TARİHLERİNİ YOK EDERSEN, O ZAMAN
HİÇ VAR OLMAMIŞ GİBİ OLURLAR…”
Yukarıda
ki ifadelerden de anlaşılacağı üzere Avrupa’da kalan İslam’ın mümessili, daha
doğrusu Avrupa göbeğinde “İSLAM’IN SON
KALESİ” diyebileceğimiz Müslüman topluluğu maalesef imhâ
hareketiydi bu… Bilge Kral’ın Batıyı tasvir edercesine; “BUNU HİÇ UNUTMA EVLAT! Batı hiçbir zaman uygar
olmamıştır. Bugünkü refahı, devam edegelen sömürgeciliği; döktüğü kan, akıttığı
gözyaşı ve çektirdiği acılar üzerine kuruludur.” tavsiye mâhiyetinde ki bu tembihi ne kadar da
anlamlı ve yerinde bir tasvir ve tespit…
Şu da unutulmamalıydı ki; MERHÛM ALİYA VE DÂVÂ ARKADAŞLARI AVRUPA’NIN GÖBEĞİNDE SOYLU DİRENİŞİ
SERGİLERKEN “İSLAM DÜNYASI”NIN KALBİ DE HEP ONLARLA BERABER ATIYORDU. Hazret-i
Pîr Mevlânâ şehri Konya’da bugün hâlâ varlığını devam ettiren “BOSNA HERSEK MAHALLESİ” bu direnişin mirası ve simgesidir…
PEKİ
KİMDİR BİLGE KRAL ALİYA İZZETBEGOVİÇ?..
Aliya
İZZETBEGOVİÇ 1925 yılında BOSNA HERSEK’in BOSANSKİ SAMAC ilinde doğdu. Babaannesi
Üsküdarlı bir Türk kızıdır. Hayatının önemli kısmının geçeceği Saraybosna’da
hukuk eğitim gördü ve avukat olarak çalıştı. Genç yaştan itibaren İslamî
çalışmalara ve Müslümanları sorunlarına ilgi gösterdi…
1946
yılında “Genç Müslümanlar Örgütü”ne üye olmaktan üç yıl hapse mahkûm
edildi. Bu zaman zarfında “İslam
Deklarasyonu” isimli kitabını yayımladı. 1983 yılında düşüncelerinden
dolayı yeniden 14 yıl hapse mahkûm edildi. Yugoslavya’nın dağılma sürecine
girdiği dönemde “Demokratik Eylem Partisi” (SDA)’ni kurdu ve genel
başkanı seçildi. Devlet başkanlığı dönemi boyunca uluslararası gücün
baskılarına karşı çıkan İZZETBEGOVİÇ, 2000 yılında sağlık sorunlarını gerekçe
göstererek başkanlık görevinden istifa etti.
Cesur,
inançlı, azimli mücadelesi ve Bilge/Zâhid kişiliğiyle haklılığını her
zeminde haykırarak, güçlü ve şahsiyetli bir örneklik ortaya koyan Aliya İZZETBEGOVİÇ,
bu özellikleriyle İslam Dünyasında yeni bir lider prototipinin öncüsü oldu. Son
derece güçlü entelektüel birikiminin yanında eylem adamı kişiliğini de
gösterebilen Aliya İZZETBEGOVİÇ 19 Kasım 2003 yılında rahmet-i rahmâna kavuştu…
Son
alarak; mâziyi dikkat ve rikkatle okuyup geleceği inşa eden, Doğu'nun Batı
temsilcisi büyük lider Aliya İZZETBEGOVİÇ’i, nâm-ı diğer Bilge Kral’ı,
vefatının 13. sene-yi devriyesinde rahmetle yâd edelim, ruhunu şâd edelim
inşallah!..
“Ey
teslimiyet, senin adın İslâmdır…”
“Eğer ruh varsa, o zaman insan da vardır;
mâneviyat ve ahlâk olmadan insan hayatı manasızdır…”
“Köylülerin etrafında her şey canlı ve
orijinal, şehir ve şehirli işçilerin etrafında ise herşey ölü ve mekaniktir…”
“Kur’an edebiyat değil, hayattır; dolayısıyla
O’na bir düşünce tarzı değil, bir yaşama tarzı olarak bakılmalıdır…”
“Bizler insan olmaya ve insan kalmaya çalıştık
ve başarılı olduk. Yeryüzünün öğretmeni olabilmek için, gökyüzünün öğrencisi
olmak lâzım…”
“Okumamış, ihmal edilmiş ve mutsuz bir aile,
Müslüman halkların yeniden doğuşunu başlatacak ve başarılı bir şekilde devam
ettirecek OĞUL ve KIZLARI büyütemez…”
“Sanat için soyunana alkış tutanlar Allah
(c.c.) için giyinene neden zulmeder?..”
“…BİZ DE ZALİMLERDEN OLURSAK, ZULME KARŞI
SAVAŞMAMIZIN BİR ANLAMI KALMAZ. KİTABA UYACAĞIZ.”
Bilge Kral Aliya
İZZETBEGOVİÇ’ten…
1
– “Ey teslimiyet, senin adın İslâmdır.
2
– Eğer ruh varsa, o zaman insan da
vardır; mâneviyat ve ahlâk olmadan insan hayatı manasızdır.
3
– Öyle görünüyor ki, temizlikle ibadeti
birleştiren ve namaz ile insanları birlik haline sokan faktörün esasında,
hayattaki ruh hürriyeti ile tabiatın determinizmini birleştiren aynı ilham
vardır.
4
– İslâm’ı Avrupalının ıstılahatıyla
ifade etmek hemen-hemen imkânsızdır.