Azad DADAYEV
(NEÜ Sosyal Bilimler
Enstitüsü İslam Tarihi,
Doktora Öğrencisi.
Konya / Karatay)
Bugün
(18 Nisan 2016) Azerbaycan’ın Milli Kahramanı Ahıskalı İsgender Aznavurov’un “Ermeni
Taşnakları”na karşı yapılan “Karabağ Savaşı”nda şehid
düştüğü gündür.
Milli kahramanımızı rahmetle yâd ederken birkaç satırla “hürmet”
ve “minnetle” hatırlamamız da yerinde olacaktır kanaatindeyiz.
İsmi
İskender’den midir, soy ismi Aznavur’dan (asilzade) mıdır bilinmez ama bildiğimiz
bir başka şey ise o bir Ahıskalı Türkdür ve Can Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü
uğrunda savaşırken Ermeniler tarafından şehid düşmüş, o yüce makama doğru yol
alırken, Dünya var oldukça sevenlerinin kalbinde yaşamaya hak kazanmıştır.
Bilindiği
üzere Ahıskalılar 1944 Büyük Sürgün sonrası Milli şairimiz Mircevat
Ahıskalı’nın ifadesiyle; “buğday gibi yeryüzüne serpilmişler” ve
ağır şartlar içerisinde yaşam mücadelesi vermişlerdir. Hayatın bütün çilesine
göğüz geren Ahıskalılar, bugün dahi yaklaşık 10 ülkede yaşamaktadırlar. İsgenden
Aznavurov da böyle bir toplumun yetiştirdiği nadide insanlardan birisidir. 16
Ağustos 1956 Özbekistan / Buhara doğumlu Milli kahramanımız 1944 sürgünü
sonrası yerleştiği Fergana Vilayetinden, ikinci sürgün diye nitelediğimiz 1989
Fergana olayları neticesinde 1990 sonrası ailesi ile birlikte Azerbaycan’a
gelmiş ve Azerbaycan’ın Şemkir iline yerleşmişlerdir.
İşgalci
Ermenilere karşı yapılan savaşlara katılmak için 1992'de gönüllü olarak
Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerine katılmıştır. Onun usta topçuluğu ile Şınıh
istikametine giden çatışmalarda düşmana ağır darbe vurmuş, çatışmalarda
düşmanın ağır silahlarını tamamen mahvederek düşmanı geri çekilmek zorunda
bırakmıştır. İsgender Aznavurov “Şınıh Bölgesi”nin “ER
DAĞI, KAFTAR KAYASI, TAŞ BULAĞI, KEÇEL DAĞI, GEDEBEY BAŞKENT” bölgelerinin
düşmanlardan geri alınmasında birinci dereceli rol oynamıştır. Hüseyin Nihal
ATSIZ; “Kahramanlık; içerek acı ölüm tasından, / İleriye atılmak ve sonra
dönmemektir” derken işte bu kahramanları vasfetmiştir… Ki, Aznavurov da
18 Nisan 1993’de işgalci Ermeni Taşnaklarına karşı savaşırken kahramanca şehit düşmüş,
ayrıca Mehmet Akif ERSOY’un; “Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
/ Sana âgûşunu (kucağını) açmış duruyor Peygamber” hitabına
mazhar olmuştur.
Evet, Aslen Ahıskalı Türk olan İsgender AZNAVUROV
Azerbaycan’ın Şehitler mezarlığında defin edilmiş, “Azerbaycan Milli
Kahramanı Unvanı”na layık görülmüştür. Unutulmamalıdır ki, Milletler
kahramanlarıyla yaşar, kahramanlarıyla iftihar eder. Milleti var eden, onları
ayakta tutan da işte bu kahramanlardır. Dolayısıyla kahramanların yaşı olmadığı
gibi bu manada onların kabri de sevenlerinin kalbindedir.
Son olarak “Adına
şiirler yazdıran ey Milli Kahraman, / Dünya var oldukça, yâd edileceksin her
an” diyor, Milli Kahramanımızı bir daha
rahmetle yâd ederken tüm şehid annelerine hitaben şu şiirle mukabelede bulunmak
istiyoruz:
“Ay ana, nə olar
qara bağlama,
Saçına tumar çək,
dara bağlama,
Gözündə
yaşlardan sıra bağlama.
Sənin Şəhid adlı
oğlun yaşayır,
BU ADI VƏTƏNLƏ
BİRGƏ DAŞIYIR.
Qayıdar
torpaqlar, alınar qanı,
Ruhu cənnətdədir,
məzarda canı,
Kim tutub qalıb
ki fani dünyanı?
Hər iki dünyada
olan olacaq,
TƏK ŞƏHİD
SÖZÜNDƏN GÖZLƏR DOLACAQ.
Ay ana, nə olar
kiri (dayan), ağlama,
Şəhidə yas tutub
matəm saxlama,
Sənə yalvarıram
sinə dağlama.
Şəhidlər tarixin
qan yaddaşıdır,
ŞƏHİDLƏR
DÜNYANIN GÖZYAŞLARIDIR…