8 Nisan 2015 Çarşamba

Eski Türkler'de Ateş Kültü

Senan Kazımoğlu
senan@turkata.com

Türkler eskiden beri ateşe saygı göstərmişdirlər ve ateşte kutsal bir ruhun olduğuna inanmışdırlar. Altaylılar bu ruha “Ot ezi” (ateş sahibi), Sakalar aynı anlamda “Ot iççidə” diyorlardi. Ateşin gökten geldiği Türk boyları arasında yaygın bir inançdı.

Onda temizleyici bir kuvvet gördükleri tarihen de sabittir. Ateşin, insanı kötülüklerden, kötü ruhlardan, hastalıklardan koruyan bir özelliği olduğu inancı, çeşitli vesilelerle yapılan merasimlerden anlaşılmaktadır. Ateşi, gelecekten haber veren bir araç olarak da kullanırlardı. Onu, canlı bir varlık olarak tasavvur ederler ve ona karşı saygısızlık etmemeye çalışırlardı. Altay ve Sibirya Türklərində ateşe kurban sunulması, yeni evlilerin ateşe törenle yağ dökmeleri, yemek ve içəcəkdən ateş ruhuna da bir pay ayırmaları adet hala mevcut.

Ateşin, gökten Ülgen tarafından gönderildiğine inanılırdı. Ateşe karşı, kötü söz deyilmezdi. Küfür etmek, ateşi su ile söndürmek, ateşe tükürmek, ateşle oynamak kesin şekilde yasaktı.
Ateşe bakıp, gelecekten vermek eski bir gelenekti. Yılın belirli günlerinde büyük bir ateş yakılır, kurban sunulur, dualar okunur, daha sonra da bu ateşin alevlerine bakılırdı. Alevler yeşile benzer olsa, yağmur ve berekete, iyi ürün alınacağına, kırmızı renkte olsa, salgın hastalıklara, siyah olsa, hükümdarın ölümüne işaret sayılırdı.
Karakaş Türklerine göre, ateş, ıslık çalsa uzaktan bir yolcu geleceğine işaretdi. Ancak ateş gece ıslık çalsa iyi sayılmazdı. Kötü ruhların yakına geldiğinin habercisi sayılırdı. O zaman kötü ruhların uzaklaşması için, kutsal sayılan ardıç otundan bir parça ateşe atarlardı.
Sakalar ocakta külün kıpırdadığını görseler, “uoq quta oynyur” (çocuk ruhu oynuyor) der ve ateşin ailede bir çocuk olacağını haber verdiğine inanırlardı. Bir şey düşünürken ateş ıslık çalsa, o şeyin olmayacağına hükmederlerdi.
Ateşin temizleme gücünden yararlanmak, kötü ruhları kovmak için, 6. yüzyıl batı Göktürkleri, ülkelerine gelen yabancı elçileri ateş arasından keçirerdirler. Bu yolla da elçilerin beraberinde getirmeleri muhtemel kötü ruhları engellemek, büyülerini bozmak isterlerdi.

Kaynak:
Ekrem Sarıkçıoğlu-Başlangıçtan Günümüze Dinler Tarihi