12 Nisan 2018 Perşembe

Osmanlı Son Dönemi ve Kurtuluş Savaşı Dönemi’nde Kadın

Sümeyye Melek Öncel

Şimdiye kadar okumuş olduğunuz yazılarımızda yönetici kadınlarını anlatmıştık… Bu yazımızda yönetici kesim kadınından ziyade yönetilen kesim kadınının, Osmanlı son döneminde diğer değişimlere paralel olarak çeşitli alanlarda yaşadığı değişimlerden ve bu dönemde meydana gelen savaşlardaki etkinliğinden bahsedeceğiz.

Osmanlı’da kadının sosyal, ekonomik, hukukî konumu XIX. yüzyıla gelinceye kadar köklü değişimlere uğramıştır. Batı’da kadınların çeşitli alanlarda yaşadığı değişiklikler İslam dünyasına da tesir etmiştir. Bu etkilenmenin getirdiği değişimler, Osmanlı coğrafyasında kadının konumunda kalıcı değişikliklerin ortaya çıkmasını, toplum yapısının farklılaşmasını beraberinde getirmiştir. Osmanlı’da kadının eğitim alanında yaşadığı ilk gelişmeler 1858’de kız rüşdiyelerinin açılmasıyla ortaya çıkmıştır. Bunu 1870’de açılan kız öğretmen okulları takip etmiştir. Eğitim alanında yaşanan ve kadınların sosyal hayatını şekillendiren bu değişimler diğer alanları da peşi sıra etkilemiştir. Eğitim alanı haricinde kadınların sosyal ve ekonomik hayatındaki gelişmelere, Osmanlı’nın XIX. yüzyıl sonlarında, ardından XX. yüzyıl başlarında peş peşe girdiği savaşlar sebep olmuştur. Böyle bir süreçte, savaşların da zorunlu kılmasıyla kadınlar, Cemiyyet-i İmdâdiyye, Hilâliahmer Kadınlar Cemiyeti gibi çok sayıda cemiyet kurarak sosyal hayattaki etkinliklerini artırarak devam ettirmişlerdir.
Osmanlı’nın son dönemlerinde Balkan savaşları ve devamında yapılan savaşlarla erkeklerin çalışma alanları olan fabrikalarda ortaya çıkan işçi boşluğunu kadınlar doldurmuştur. Kadınların iş hayatına atılmasıyla sosyal ve ekonomik hayatta etkinlikleri giderek artmıştır. Onların sosyal hayatta bu şekilde ön plana çıkmasıyla Osmanlı aydınları arasında, kadının evlenme boşanma hakkı, örtünme ve sosyal hayattaki rolü gibi kadın haklarına dâhil mevzular tartışılmaya başlanmıştır. Bu tartışmalar Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte kadının konumunda meydana gelen köklü değişimleri de etkilemiştir.
Osmanlı’nın son dönemi ile Kurtuluş Savaşı arasındaki zorlu süreçte yönetici kesim kadınlarının yanı sıra toplumun çeşitli tabakalarından kadınların sosyal hayatta etkin olmasıyla kadının bu denli ön plana çıkmasını, hakkında tartışmalar yapılmaya başlanmasını; özellikle savaşlar dolayısıyla erkeklerin iş alanlarına kadınların dâhil olması etkilemiştir diyebiliriz. Çünkü yönetilen kesim kadını o vakte kadar çeşitli faaliyetlerle, oluşumlarla zaman zaman siyasete, farklı iş alanlarına dâhil olsa da bu dönemdeki kadar çoğunlukta ve etkin olamamıştır. Bu dönemde yaşanan olayların ortaya çıkardığı şartlara bağlı olarak savaşa giden erkeklerden boşalan yeri kadınlar doldurmak zorunda kalmıştır. Hatta kadınlar sadece belirli iş alanlarına dâhil olmakla kalmamış gerektiğinde cephede görev almışlar ya da cephe gerisindeki faaliyetlerle uğraşmışlardır. Nene Hatun bu konuda verebileceğimiz öncelikli örneğimizdir. 1877’de Rusların ilerleyişi Erzurum’da duyulduğu vakit Nene Hatun, şehrin kadınlarını toplamış ellerine geçirdikleri kazma, satır, baltalarla cesaretli bir savunma yapılarak düşmanın geri püskürtülmesinde öncü rolü üstlenmiştir. Adını anmadan geçemeyeceğimiz bir diğer hatun ise Kara Fatma’dır. Yine Doksan Üç Harbi denilen Türk-Rus savaşında, genç yaşına rağmen etrafına kendisi gibi kadınları toplayarak alay teşkil etmiştir, bir aşiret reisinin kızı olan Kara Fatma…
Çanakkale Savaşı’nda kadınlar erkeklerle omuz omuza düşmana karşı savaşmışlar ve cephe gerisinde çeşitli faaliyetlerle savaşa destek vermişlerdir. Özellikle Balkan Muharebeleri sırasında tecrübe kazanan kadınlar, savaş süresince açtıkları derneklerle büyük fedakârlık ve gayretle çalışarak erkekleri cephede kaderine terk etmemiştir. Çanakkale Savaşı’nda erkeğin yanında cesaretle savaşan kadınların olduğuna dair, yerli kaynakların yanı sıra yabancı arşivlerde de bilgilere rastlanmaktadır. Çanakkale Savaşı’na katılan düşman askerlerinden biriyle yapılan görüşmede asker: “Bir keskin nişancı Türk savaşçısını yakalamak için operasyon düzenlediklerini, bu nişancıyı ele geçirip kadın olduğunu gördüklerinde şaşırdıklarını…” aktarmıştır. Bunun gibi savaştaki cesaretinden söz edilen, adı bilinen ya da bilinmeyen pek çok kadına rastlamak mümkündür.
Osmanlı’nın verdiği bu savaşta sadece Türkiye sınırları içindeki kahraman kadınlar rol oynamamıştır. Onların hâricinde eski Osmanlı topraklarından gelerek savaşa katılan kadınlar da olmuştur. Gönüllü olarak Kosova’dan gelip Çanakkale Savaşı’nda yer alan Zeynep Mido Çavuş bunlardan sadece biridir. Ailesi Kosova’da bulunan Zeynep Mido Çavuş savaşa katılmak için tek başına gelmiş ve burada şehit olmuştur.
Osmanlı Devleti’ni, Birinci Dünya Savaşı’nda pek çok cepheye birden kuvvet sevk etmek hem insan kaynağı yönünden hem de ekonomik açıdan büyük kayıplara uğratmıştır. Erkek nüfuzun büyük oranda cepheye sevk edilmesiyle ailenin geçim yükü kadınların omuzları üzerine bindiğinden kadınlarımız ekonomik hayatın içinde daha fazla yer almak zorunda kalmışlardır. Eşlerinin işini eline alan, almak zorunda kalan kadınlarla birlikte kadınların iş hayatına atılmalarında büyük artışlar olmuştur. Devlet de eksilen iş gücünü tekrar sağlamak için kadınların iş hayatına dâhil edilmelerine destek vermiştir.
Kadınlarımız toplumdaki etkin rolünü, önceki dönemlerde olduğu gibi Kurtuluş Savaşı esnasında yine göstermiştir. Gerek savaş gerisinde cephaneye malzeme taşımış gerekse savaşta düşmana karşı cesaretle savaşmıştır. Selçuklu döneminde kadınların örgütlenerek savaş dışında çeşitli işlerde istihdam edildikleri, savaş zamanı düşmana cesaretle karşı koyarak mücadeleyi elden bırakmadıkları Bacıyan-ı Rum teşkilatı gibi belirli birçok isim altında birleşmiş kadın örgütünden bu dönemde de bahsetmek mümkündür. Kadınlar küçük gruplar halinde Kurtuluş Savaşı öncesinde ve sonrasında vatansever faaliyetlerini devam ettirmişlerdir. Bu dönemde oğluyla birlikte İzmit’te savaşmış Fatma Seher Hanım, Gördesli Makbule, Küçük Nezahat, Ayşe Çavuş, Süreyya Sülün Hanım, Asker Saime, Kılavuz Hatice, Tayyar Rahime, Mücahide Hatice Hanım, Şöhret Ana isimlerinden haberdar olduğumuz vatansever kadınlardan sadece birkaçıdır. İsmini burada zikretmediğimiz ya da ismi kaynaklarda geçmeyen, unutulmuş nice hatunlar daha vardır ki onlara minnettarız. Allah onlardan râzı olsun…