9 Ağustos 1945 tarihinde 4 buçuk tonluk atom bombası bir şehrin tepesine bırakılmış, yaklaşık 100 bin kişi gökten düşen şeyin ne olduğunu bile öğrenemeden feryatlar içinde hayatını kaybetmişti.
Hiroşima ve Nagasaki esasen çok büyük bir felaket değildi. 55 milyon insanın öldüğü İkinci Dünya Savaşı'nda birkaç yüz bin kişi devede kulak mesabesindeydi. Onca masum insanın katili bu iki bomba İkinci Dünya Savaşı'nı bitirmiş, daha da önemlisi atom çağını başlatan iki kara leke olarak tarihe mal olmuştu.
Einstein'in kendisine yazdığı çekirdek parçalanmasının gücünü anlatan mektubundan sonra, atomun önemini anlayan ABD Başkanı F.D.Roosevelt, 1942 yılında atom bombası projesini başlattı. 2 bin 500 kişinin seferber edildiği proje son derece gizlilik içinde tutuluyordu. Öyle ki Başkan yardımcısı Truman bile meseleyi iki yıl sonra başkan olduğunda öğrenecek, atom bombasının atılma emrini verme talihsizliği de ona ait olacaktı.
SAVAŞIN SONUNA KONAN İKİ NOKTA
1945 başlarında Almanya'nın teslim sinyallerini vermeye başlaması, Uzakdoğu'daki savaşlarda büyük başarılar kazanarak inanılmaz genişlikte topraklar işgal eden Japonya için sonun başlangıcıydı. Üstelik ABD, atom bombasının yapımında son aşamaya gelmişti. 10 Mayıs'ta Almanya'yı saf dışı eden müttefikler var güçleriyle saldırarak Japonlar'a çok büyük kayıplar verdirmişler ve savaş güçlerini kırmışlardı. Sıra, bu amansız savaşa son noktayı koymaya gelmişti.
Atom bombasını taşıyan Amerikan uçağı 6 Ağustos sabahı saat 2:45'te Büyük Okyanus'taki Tinian adasından havalanarak Hiroşima'ya doğru yola çıktı. Bereket ki, o günlerde nüfusu 400 bini aşan Hiroşima'dan yaklaşık 150 bin sivil tahliye edilmişti. Beklenen an gelip çattı ve bomba yerel saatle sabah 8:15'te Hiroşima semalarına bırakıldı. Bomba, yerden 580 metre yükseklikte görülmemiş bir uğultu ve kör edici bir ışık yayarak patladı. Hiroşima, bir anda bombanın yaydığı ışığa bakakalıp gözbebekleri eriyip akan, 3000 dereceye ulaşan sıcaktan kavrulup ölen, kalanların ise "mizu, mizu!'' (su, su!) diye inlediği mahşeri bir sahneye dönüştü. Aynı gün 100 bin kişi ölmüş, kentteki 76 bin binadan sadece 6 bini ayakta kalabilmişti.
HİROŞİMA'DAN SONRA NAGASAKİ
Japonlar, savaşacak hallerinin kalmamasına rağmen "Amerikalılar'ın sadece bir tane bombası var'' diyerek savaştan çekilmek istemediler. Amerikalılar zaten bu ihtimali önceden hesaplayarak Japonlar'ı teslim almak için en az iki bombanın gerekli olduğunu biliyorlardı.
Hiroşima'dan üç gün sonra 9 Ağustos günü iki kat daha güçlü bir bomba Nagasaki'ye atıldı. 74 bin kişi anında can verdi. Bombanın şehir merkezine isabet etmemesi can kaybını azaltmıştı. Aslında Nagasaki'nin bir şanssızlığı da o gün havanın açık olmasıydı. Zira ikinci bomba Japonlar'ın daha önemli bir askeri üssü olan Kokura'ya atılacaktı. Ne var ki, havanın kapalı oluşu Kokura'yı değil de Nagasaki'yi tarih sayfalarına soktu.
ETKİSİ BUGÜN DE SÜRÜYOR
Japonlar işin ciddiyetini birkaç gün geç de olsa anladılar ve 14 Ağustos 1945'te teslim oldular. Teslim olmasına oldular ama atom bombasının acısı kanayan bir yara gibi etkisini hiç yitirmedi. Çünkü savaş sonrasında bile binlerce atomzede, başta kan kanseri (lösemi) olmak üzere çeşitli hastalıklardan ölmeye devam etti. Bugün dahi o bölgede radyasyondan ölen birçok insan mevcut.
Amerika iki atom bombasıyla son bulan İkinci Dünya Savaşı'ndan çok kârlı çıktı.n Savaş öncesi pek iyi olmayan ekonomisi hayat bularak, halkının refahı yükseldi ve dünyanın süper güçleri arasına girdi. Atom bombaları bir büyük savaşı bitirmekle beraber aynı zamanda neredeyse yarım yüzyıl sürecek olan soğuk savaşın da kapılarını açmış oluyordu...
Atom bombasını yapan bilim adamları yaptıklarına çoktan pişman oldular ama barbarlık ve hunharlık yeryüzünde kol gezmeye devam ediyor.
Kaynak: Kadinlaricin.net