5 Nisan 2015 Pazar

Bir "Van Minüt" Destanı

Cengiz Numanoğlu

Birgün bir delikanlı, dolaşırken ormanda,
Vahşi hayvanlar sarmış, etrafını bir anda.
Delikanlı korkmamış, gür sesiyle kükremiş;

“Van minüt kapak olsun, bunca vahşete” demiş.

Hayvanlar şaşkın şaşkın, birbirine bakmışlar;
Bu sert delikanlıya, kafaları takmışlar.
İlk defa rastlamışlar, böyle âsî birine;
Demişler ki; “Gömelim, bu çılgını derine.”

Acilen aramışlar, teşkilattan birini;
Birleşmiş hayvanların genel sekreterini.
Demişler ki; “Hey Banki, burada bir deli var,
Bize küstahça kalkan, kocaman bir eli var.”

Derken.. Açlık bastırmış, kebap çekmiş canları;
Lâkin, doyurmak zormuş, bu vahşî hayvanları.
Demişler ki; “Asya’da, Afrika’da kebap bol,
Çöp şişlere takarız, şöyle biraz kafa kol.”

Birkaç milyoncuk insan, doğranmış varillere;
“Pişir!” emri verilmiş, küresel gorillere.
Bu kitlesel kebabı, tıka basa yemişler,
“Dünya beşten küçüktür, tartışılmaz” demişler.

Lâkin tehlikedeymiş, aslanların payları;
Şu “van minüt” depremi, kırmış bütün fayları.
Bakmışlar uyanıyor, Doğu’nun miskinleri;
Hemen devreye girmiş, “paralel”in cinleri.

Öfkesinden köpürmüş, kâinatın imamı (!);
Demiş ki; “Şeffaflaşsın, otellerin hamamı.”
Ne var ki; ihânetin bohçaları açılmış;
Şantaj montaj, ne varsa, ortalığa saçılmış.

Kısacası; adâlet, dalâleti sollamış,
Bir “van minüt” dünyayı, beşik gibi sallamış.
Kimdir bu delikanlı ? Merak ettim doğrusu,
Peşinde binbir pusu, yok mudur hiç korkusu?

Duydum ki; çok eminmiş, bakmazmış arkasına;
Hiç kurşun işlemezmiş, o takvâ hırkasına.
Dik başını, Allah’tan başkasına eğmezmiş;
Yoksa, bu koca dünya, hiçbir şeye değmezmiş.

Anladım ki; bu destan, ezberleri bozacak;
Bu mesajı tarihler, mahşere dek yazacak.
Artık bütün mazlumlar, hırkayı giyecekler;
Ve bütün zâlimlere, “van minüt” diyecekler.

Bu satırları yazan; bendeniz haddin bilir;
Diyor ki; okuyandan, belki bir duâ gelir.