Cevat Paşa, 14 Eylül 1871 yılında İstanbul Sultanahmet’te doğdu. Babası, Genelkurmay başkanlarından Müşir Şakir Paşa’dır. Annesi Emine Hanımdır. Cevat Paşa'nın Eşinin adı Hadiye Çobanlı'dır.
Ortaöğrenimini Galatasaray Lisesi’nde tamamlayan Cevat Paşa, aile mesleği olan askerliğe merak salarak Haziran 1888’de Harp Okulu’na girdi. 1891’de Harp Okulu’nu başarılı bir derece ile bitirip, Harp Akademisi’ne
devam hakkını kazandı. 1894’de Harp Akademisi’ni birincilikle bitirerek Kurmay Yüzbaşı oldu. 17 Mayıs 1895'te Binbaşı ve Ocak 1898’de Yarbaylığa yükseldi.
1894–1909 tarihleri arasında Padişah Yaveri sıfatıyla, Maiyet-i Seniye Erkân-ı Harbiyesi’nde görevlendirildi. Ocak 1899’de Miralay (Albay) oldu. Aralık 1901’de Mirliva'lığa (Tuğgeneral) yükseltilmiştir. Yurtdışında çeşitli görevlerde bulunduktan sonra 1905’te Edirne’nin tahkimi için Tophane-i Amire’de teşkil eden kurumda görev aldı. Aralık 1906’da Ferik (Tümgeneral) oldu. 1907’de ise yeni örgütlenmenin süratle uygulanması için 2. Ordu’da dört ay çalıştı. 7 Ağustos 1909’da Tasfiye-i Rütbe Kanunu gereğince rütbesi Tümgenerallikten Yarbaylığa indirildi. Bu rütbe indirilmesi onun askerlik aşkını bitiremedi. 1909–1910 yıllarında Harp Akademisi Komutanlığı yaptı. 1910’da tekrar Albay oldu. Askeri yeteneği sayesinde devlet idaresi ve ordu yönetiminde hızla yükselen Cevat Paşa Ocak 1911’de 1. Ordu Müfettişliği Kurmay Başkanı oldu. 1912’de bir süre Genelkurmay İkinci Başkanlığı’na vekâlet etti. Eylül 1912'de Şark Ordusu Kurmay Başkanlığı’na daha sonra Çatalca Ordusu Topçu Komutanlığı Kurmay Başkanlığına getirildi. Ocak 1913'de 9’ncu Fırka Kumandanlığına atandı ve fırkasıyla Balkan Harbine katıldı. Bu görev sırasında iki defa Osmanlı-Bulgar Sınır Komisyonu Başkanlığı yaptı. Balkan Harbindeki üstün hizmetine karşılık olarak bir sene kıdem zammı aldı.
10 Ağustos 1914’te bir destanın yazılacağı Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanlığı’na getirildi. Kasım 1914’te ikinci defa Mirlivalığa (Tuğgeneral) yükseltildi. Göreve gelir gelmez boğaz tahkimatını düzenlemeye koyuldu. Bütün tabyaları elden geçirerek savaşa hazır hale getirdi. İtilaf donanmasının çeşitli defa üstün kuvvetiyle boğaz tahkimatına saldırması sonucu adeta etten duvar ördürmüştür. Nusret Mayın Gemisi’ne o tarihi görevi olan; “26 mayını kıyıya paralel olarak döşeme” emrini vererek düşman donanmasını adeta bozguna uğrattı. Düşman gemilerini boğazdan geçirmeyerek tarihe “Çanakkale Geçilmez” mührünü vuracak olan Cevat Paşa bu zaferden dolayı“18 Mart Kahramanı” ünvanı ile anılacaktır. 18 Mart akşamı boğazdan geri çekilen düşman donanmasını seyreden Cevat Paşa şu sözleri söyler: “Gittiler, Geçemediler, Geçemeyecekler” 9 Ekim 1915’te Seddülbahir’deki 14’üncü Kolordu Komutanlığı’na atandı, 6’ncı ve 14’üncü Kolordulardan oluşan Güney Grubu Komutanı oldu. Düşmanın yarımadayı tahliyesinin ardından 11 Ocak 1916’da Çanakkale Grubu komutanı oldu.
10 Kasım 1916’da, Galiçya Cephesine atandı. Bu cephede 15’nci Kolordu’nun komutanlığını yapan Cevat Paşa bu muharebelerde gösterdiği üstün gayretlerinden dolayı kumandanları kendisine hayran bırakmıştır. Ukraynalı kâhin Mosij Wernyhora'nın yıllar önce söylediği, 'Türk, atını Dinyester'den suladığında ayağa kalkacaktır Polonya,' kehaneti Cevat Paşa ile gerçekleşecekti.
1917’de tekrar 14’ncü Kolordu Komutanlığı’na atandı. Bu görevinden sonra Suriye-Filistin cephesinde 8’inci Ordu Komutanlığı’na atandı. Bu cephede Mustafa Kemal ile beraber görev yaptı. Ağustos 1918’de Ferik (Korgeneral)liğe yükseltildi. Kasım 1918’de Genelkurmay Başkanlığı’na tayin oldu, bu görevinin ardından Harbiye Nazırı (Savaş Bakanı) oldu. Ocak 1919’da bu görevinden ayrıldı. Mayıs 1919’da ikinci defa Genelkurmay Başkanlığı’na tayin oldu.
16 Mart 1920’de İstanbul’u işgal eden İngiliz kuvvetleri tarafından tutuklandı. İşgale karşı gelen liderlerle birlikte 18 Mart günü bir savaş gemisiyle Malta’ya sürüldü. Kayıtlara '2773 no'lu sürgün' diye geçildi. 1 Kasım 1921 günü yurda döndü. Sürgünden dönmesi daha bir ay olmadan Anadoluya gelmiş ve 9 Şubat 1922’de de El-cezire Cephesi Komutanlığı’na atanmıştır. Milli Mücadelede Atatürk’e destek veren komutanlar arasında olan Cevat Paşa 29 Ağustos 1922’de İstiklal Madalyası ile taltif edildi.
Ekim 1923’te 3’üncü Ordu Müfettişi olmuş aynı zamanda Elazığ Milletvekilliğini de sürdürmüştür. 31 Ekim 1924’te Ordu Komutanlığı’nı bırakarak milletvekilliğine devam etmiş, 25 Aralık 1924’te milletvekilliğinden ayrılarak çok sevdiği askerliğe; Askerî Şûra üyeliğine atandı.
Çok iyi derecede Fransızca ve Almanca bilen Cevat Paşa, çeşitli dış görevlere gönderilmiş ve komisyonlara katılmıştır. Nisan 1926’da İstanbul geçici Generaller Askeri Mahkemesi Başkanlığı yapmış, 30 Ağustos 1926’da 1. Ferik (Orgeneral) oldu.
1934’te soyadı kanunu ile “Çobanlı” soyadını aldı. 14 Eylül 1935’de yaş haddinden emekli olmuştur. 13 Mart 1938’de İstanbul Kadıköy’de 67 yaşında hayata gözlerini yuman Cevat Çobanlı Paşa Erenköy’deki Sahra-ı Cedit mezarlığına defnedildi. 27 Eylül 1988’de nâaşı Ankara Devlet Büyükleri Mezarına nakledilmiştir.
Cevat Çobanlı dürüstlüğü, bilgisi, muhakeme gücü, kesin kararlılığı, cesareti ve adaletiyle kitleleri peşinden sürüklemiş, fizikî güçlüklere katlanmış, yardımseverliği ile tanınmış, çok çalışmış, orduya değerli kurmay subaylar yetiştirmiştir.