29 Mayıs 2018 Salı

Türk ve İslam Dünyasının İlk Cumhuriyeti

Nakı Seferov
Azerbaycan Halk Cumhuriyyeti 28 May 1918 yılında Mehmet Emin Resulzadenin önderliği ile Tiflisde kurulmuştu. Cumhuriyyetin kurucuları Mehmet Emin Resulzade, Feteli Han Hoyski, Alimerdan Bey Topçubaşov, Nesib Bey Yusufbeyli ve diğerleri Türkçülüğün liderlerinden olan Ali Bey Hüseyinzade’den etkilenmişlerdi.
Azerbaycan Halk Cumhuryyetinin kurucusu ve Azerbaycan Türkçülüğünün en önemli isimlerinden olan Mehmet Emin Resulzade Azerbaycanda, İranda ve Türkiyede demokrasinin sağlanması  yönünde çalışmıştır.  Rusya imparatorluğunun baskılarına maruz kaldığı için İrana- Güney Azerbaycana gitmiş ve 1905 yılında başlayan ve 1911 yılında son bulan Meşrute haraketinin lidererinden biri olmuştur. İrana dönemin çağdaş maatba teknolojisini de o, getirmişti. Lakin haraketin son bulması ile birlikte İran şahının  baskısı yüzünden İrandan Türkiyeye gitmek zorunda kalmıştı. Türkiyede Ziya Gökalp ve Yusuf Akçura ile samimi dostluk kuran Resulzade Türk Yurdu dergisi ile de çalışmıştır. 1913 yılında çıkan kararla Azerbaycana dönen Resulzade Müsavat Partisinin başkanlığına kadar yükselmiş ve 1918 yılında Cumhuriyyetin yaranmasını ilan etmişdir. 1918 4 haziranda imzalanan Batum antlaşmasının sağladığı imkanlarla ermeni- rus işqaline karşı Osmanlıdan yardım istemişdi. Kafkaya İslam Ordusunun komutanı Nuru paşa Azerbaycana gelmiş ve 15 eylül 1918 yılında Bakünü ermeni ve rus işqalinden azat etmişti. Azerbaycanın tamamının rus ve ermeni çetelerinden temizlenmesinin ardından Türk ve İslam aleminin ilk demokratik devleti olan Azerbaycan Cumhuriyyeti geniş çaplı iç ve dış, ekonomik siyaset yürütmüşdür. Osmanlının İlk Dünya Savaşında mağlup olmas ile en yakın müttefiğini kaybeden Azerbaycan Bolşeviklerin, İngilterenin ve dünya güçlerinin baskısı ile karşılaştı. Azerbaycan Halk Cumhuriyyetinin arazisinine ilk başlarda Ermenistan diye bilinen Batı Azerbaycan toprakları da dahil idi. Kurulan devletin dünya devletleri tarafından resmen tanınması için Parise giden Azerbaycan diplomatlarının başında ise Alimerdan Bey Topçubaşov ve Ahmet Bey Ağaoğlu geliyordu. Fransada Azerbaycanın De-facto tanınmasını sağlayan diplomatlar Sovyetlerin Azerbaycanı işqal etmesi haberini aldıkları için geriye dönmemişler. Ahmet Bey Ağaoğlu Türkiyeye dönmüş, Alimerdan Bey Topçubaşov ise Pariste kalmış ve 1934 yılında orada vefat etmişdi.  Esası Türkçülük ideolojisi üzerine kurulan Azerbaycan Cumhuriyyeti eğitim sektörüne daha dikkatla yanaştı. 100 Azerbaycan Türkü öğrenci Avrupanın önde gelen üniversitelerinde eğitim görmeleri için gönderildi. Petrol ihaleleri için dünyanın bir sıra şirketleri ile antlşamalar imzalansa da, Rusyanın tekrar Azerbaycanı işqal etmesi bu ihalelerin yarım kalmasına neden oldu. Doğunun demokrasi beşiği olan Azerbaycan kadınlara seçme ve seçilmek hükuku tayına ilk Türk ve İslam devleti de, olmuşdur. Hatta Fransa ve İsviçre gibi devletlerde kadınlara hükuk kısıtlamaları varken genç cumhuriyyetde her geçen gün kadın ve insan hakları genişleniyordu. İster Anadoluda isterse de, Kafkasyada Rusiyanın Türklere karşı  hep oynadığı kart- ermeni kartı yine kullanıldı. Karabağda isyana kalkışan ve sivillere karşı terör eylemleri yapan ermenilerin hamlelerini def etmek için Azerbyacan ordusu Karabağa gitti. Bunu kullanan Rusiya 27-28 nisan 1918-de Azerbaycan içlerine girdi ve karşı koymaya yeterli gücü bulunmayan Azerbaycan Parlamentosu hakimiyyetin Bolşeviklere devr edildiğini duyurdu. Azerbaycanda Sovyetler hakimiyyeti kuruldu . Azerbaycanın üç dönem hükümet Başbakanı Feteli Han Hoyski 1920 yılında Tiflisde ermeniler tarafından öldürüldü. Resulzade ise ilk başta haps olunsa da, daha sonra Moskovaya gitti, ordan Finlandiyaya geçmeyi başardı ve nihayet ikinci vatanı Türkiyeye ulaştı. Resulzade 1955 6 martda Ankarada vefat etti. 23 ay yaşamasına rağmen Cumhuriyyetin Türk hakları için önemi çok büyüktü. 18-ci yüzyılın ikinci yarısandan itabaren Rusiyanın baskısı altında kalan Türklere şanlı geçmişini hatırlatan Azerbaycan Cumhuriyyeti dünya tarihinde insan hakları yönünde bir çok adımlar atmış ve demokrasi nasıl yürütülür diye Avrupa devletlerine adeta ders vermiştir.