22 Ocak 2016 Cuma

Çin Hükümetinin Türkistan Halkına Yönelik Etnik Temizlik Politikası

Çin hükümeti, Türkistan halkını tasfiye ettiği merkez ve vazifeleri, Çinliler’le doldurmaya başlamıştır. Doğu Türkistan’da 500 binden fazla Çinli asker, çiftçi ve işçi kılığında 3.5 milyon eğitimli asker, birkaç milyon milis, birkaç yüz bin silahlı polis ve onlarca silah fabrikası bulunmaktadır.


Komünist Çin zulmüne karşı  silahlı direniş gösterme özelliğine  sahip tek oluşum  olan    Türkistan İslam Cemaati  ,  arapça olarak yayınladığı Türkistan El İslamiyye dergisinde
Çin’in ,  1949 ‘da Doğu Türkistan’ın işgal etmesinden  günümeze kadar  izlemiş olduğu siyaseti  ele alan  ” Çin Hükümetinin Türkistan Halkına Yönelik Etnik Temizlik Politikası  ” adlı   bir makaleye yer verdi.
Çin’in  2008 yılından itibaren ,  Doğu Türkistan’da  erkeklerin sakal bırakmasını   kadınların ise başörtüsü takmasını yasakladığını belirten makalede  ,    Çin’in  1949’dan günümüze kadar gelen süre içerisinde Doğu Türkistan’da işlemiş olduğu katliamlar  ve  insanlık dışı politikalar makalede  açıklayıcı bir şekilde ele alınmış .
Doğu Türkistan  Bülteni ”  Çin Hükümetinin Türkistan Halkına Yönelik Etnik Temizlik Politikası ” adlı makalenin tercümesini okurlarının ilgisine sunar
+++
Çin Hükümetinin Türkistan Halkına Yönelik Etnik Temizlik Politikası
Komünist Çin hükümeti, Ekim 1949’da Doğu Türkistan’ı işgal ettikten sonra, Türkistan topraklarının sonsuza dek kendilerine kalması için, Türkistan halkına yönelik etnik temizlik politikasını planladı. Ve son yıllarda Çin hükümeti bu korkunç siyaseti hayata geçirmek için süratle birtakım pratik önlemler aldı ve planlar yaptı.
Bu çirkin politika şu üç siyasi karar üzerine bina edildi:
1- Doğu Türkistan halkının dinlerinden tamamen döndürülmesi.
2- Doğu Türkistan Müslümanlarının aç bırakılması ve fakirleştirilmesi.
3- Çin hükümetinin Doğu Türkistan’da yerleşmesi ve merkezileşmesi  için esaslar ve kurallar konulması.
Bu siyasi kararları detaylı olarak açıklayalım.
1- Doğu Türkistan halkını dinlerinden tamamen döndürmek:
Çin hükümeti, Kur’an ve sünnete sıkı sıkıya sarıldıkları müddetçe Türkistan halkını dininden döndürmenin mümkün olmadığını ve İslami inançlarına bağlılıkları sebebiyle cihadi direniş hareketlerini ve devrimleri yok etmenin mümkün olmadığını ve de soyları, Türkistan ırkı ile karışmadıkça devletinin sınırlarını asla Pamir dağlarına kadar genişletemeyeceğini idrak ettikten sonra çirkin ataklarına ve Türkistan halkını dininden döndürme planlarına başladı. Başlangıçta, çeşitli suçlamalar ve sebeplerle din alimlerini ve profesörleri tutuklayıp hapsettiler. Öldürme fırsatı bulduklarında da öldürdüler. Öldürülmeyenlerse hapishanelerin karanlıklarında mahpus kaldı.
Çin hükümeti, bütün dini okulları kapattı ve yerine insanlara küfür ve ilhadı öğreten modern okullar kurdu. 2005 yılından itibaren de Türkistan dilinde eğitimi ilga etti ve yerine (zorla) Çince eğitimi getirdi. Yolları ve caddeleri genişletme bahanesiyle birçok mescidi yıktı ve büyük camilerin hacimlerini küçülttü ve küçük mescitlerin restore edilmesini ve genişletilmesini yasakladı. Avamdan insanların, -masraflarını kendileri karşılayacak olsa dahi- eski camileri restore ettirmek için ruhsat almalarını yasakladı. Eski camileri, yabancıların ziyaret ettiği turistik müzelere dönüştürdü.
Yıkılmayan ve kapatılmayan camilere ise Çin hükümeti hain imamlar tayin etti ve bu camileri komünist ilhadının yayıldığı meydanlar haline getirdi.
Eğitim almak ve hac yapmak için ülke dışına çıkmak ise -çok şanslı olanlar hariç- çok zor bir hale geldi. Çin hükümeti için bunlar, Doğu Türkistan halkının mallarını kazanmak ve onları kendi politikaları önünde zayıf düşürmek için bir sebep oldu.
2008 yılında ise erkeklerin sakal bırakması ve kadınların başörtüsü takması kanunen yasaklandı. Sakal bırakan ve örtünen herkes suçlu kabul edilmeye başlandı.
Türkistanlı kızlar, fabrikalarda ve kurumlarda kendilerine işler verilmek üzere ‘mesleki eğitim’ adı altında Çin’e götürüldü. Bu siyasete itiraz edenlerse hapsedildi. İstatistikler, iki milyon Müslüman kızın Çin’e götürüldüğünü gösteriyor. Çin hükümeti, buna mukabil -Çinli erkeklerin Türkistanlı kızlarla evlenmeleri yoluyla soylarının Türkistan halkı ile karışması için- çok sayıda Çinliyi devlet işlerinde çalışmaları üzere Türkistan’a gönderiyor.
Ve bu kızlar kötü ve haram işlerde çalışmaya zorlanıyor ve ibadetlerini yerine getirmeleri engelleniyor.
Türkistanlı kızlar Çin’e gönderilmeden önce, ‘komünizmle birlikte yaşama öncesi düşünsel (ideolojik) hazırlık’ adı altında komünizmin öğretilerini öğreniyorlar.
Bu kızlardan bazıları, kendilerini öldürmek veya kaçmak suretiyle bu siyasete karşı direnmeye başlamıştır (İnna lillahi ve inna ileyhi raciun).
Hükümet tarafından tayin edilen görevliler, Müslüman Türkistan halkının dini şiarlarını yerine getirmelerini engellemiştir. Öyle ki öldüklerinde mürtet olarak gitmeleri için cenaze namazı kılınmasını dahi yasaklamışlardır.
Bunun yanısıra davetle ve ilmi yaymakla meşgul olan herkes, ‘terör’ kisvesi altında öldürülmektedir.
2- Doğu Türkistan halkının aç bırakılması ve fakirleştirilmesi:
Çin hükümetinin Müslüman Doğu Türkistan halkını tamamen fakirleştirmek için yaptığı uygulamalardan bazıları şunlardır:
  1. a) Madenleri, zenginli kaynaklarını, doğal bitkileri, nehirleri, ormanları, denizleri ve çölleri kontrolü altına almıştır. Tüm bunlar Çin hükümetinin tasarrufu altına alınmış ve Çinli vatandaşların mülkü haline getirilmiştir.
  2. b) Evlere ve arazilere değerinin çok daha fazla üzerinde vergiler uygulamıştır. Ve bu siyaset neticesinde, senelik gelirleri 50 doların altında olan fakir ailelerin sayısı çoğalmıştır.
  3. c) Türkistan halkının, hükümetin izni olmaksızın, kendi ekili arazilerinde yetişen ağaçları kesmeleri dahi yasaklanmıştır.
  4. d) Fabrikalarda, ulaşımda, iletişim sektöründe, askeri hizmetlerde, postanelerde ve polis merkezlerindeki görevlerin çoğunluğuna Çinliler yerleştirilmiştir.
  5. e) Ticarete gelince; sermaye sahipleri ve tüccarlar Çinlilerden olurken, Türkistan halkı, küçük ‘gezici’ tüccarlar haline geldi. Bu sebeple Türkistan halkı ticaretten kazanç ve kar elde edemez duruma geldi. Bağımsız bir zenginlik oluşturmayı başarsalar bile hain Çin hükümeti, onların zenginliklerini devlet hazinesine dahil etmekte veya onları iflas ettirip zarara uğratmaktadır. Bunun neticesinde Türkistan halkının evlatları arasında büyük bir hırsız, soyguncu, yankesici ve dilenci grubu ortaya çıkmış ve kötülük (fahiş eylemler) yayılmıştır. Öyle ki bazı kadınlar, fakirlik ve muhtaçlık sebebiyle Çinli erkeklerle evlenmek zorunda kalmıştır. Uygur okullarında okuyanlar için iş bulmanın zor olması sebebiyle de insanlar, çocuklarını -çeşitli kurnaz yöntemlerle Türkistanlıları Çinlilere dönüştüren- devlet okullarına vermeye başlamıştır.
3- Çin hükümetinin Doğu Türkistan’da yerleşmesi (istikrarı) ve merkezileşmesi için esaslar ve kurallar konulmuştur:
Çin hükümeti, Türkistan halkını tasfiye ettiği merkez ve vazifeleri, Çinliler’le doldurmaya başlamıştır. Doğu Türkistan’da 500 binden fazla Çinli asker, çiftçi ve işçi kılığında 3.5 milyon eğitimli asker, birkaç milyon milis, birkaç yüz bin silahlı polis ve onlarca silah fabrikası bulunmaktadır. Bunun yanısıra nükleer denemeler yapılması için, yaklaşık bir milyon Çinli işçi tarafından desteklenen özel yerler ve biyolojik denemeler için de birçok üs teçhiz edilmiştir. Ve Çin ve Hindistan arasındaki sınırlar boyunca füze ve havaalanı platformları kuruldu.
Doğu Türkistan topraklarına bu tür üs ve merkezlerin kurulması neticesinde, halktan her altı kişinin başına bir asker veya polis düşer oldu (Yani Doğu Türkistan topraklarında bulunanların % 40’ı Çinli asker ve polislerden oluşur oldu.). Ve muhtelif yerlere ‘hükümete karşı direnen herkes öldürülür’ sloganları yerleştirildi.
Çin hükümeti, tüm bu planlarla Türkistan halkının tamamına yönelik ‘etnik temizlik politikası’nı uygulayabilmek için birtakım kurallar tesis etti.
Kısacası, Çin hükümeti, Doğu Türkistan halkını olabildiğince çabuk bir şekilde Çin’in bir parçası haline getirmek istemektedir. Onun için de Doğu Türkistan’da cihad tek bir gün dahi gecikirse, İslam ümmeti bu gecikmenin bedelini ağır bir şekilde ödeyecektir. Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!
Allah, Peygamberimiz Muhammed’e, aline ve ashabına salat ve selam eylesin…

Kaynak:DoğuTürkistanBülteni