1 Haziran 2015 Pazartesi

Osmanlı Padişahlarının Hanımları

Senan Kazımoğlu
senan@turkata.com

Osmanlı Padişahları neden Türk olmayan kadınlarla evlendi? Osmanlı'nın en çok eleştirilen yönlerinden biri de Türk olmayan kadınlarla evlenmeleri ki, bunu elde bayrak yapan bazı "milliyetçiler" de Osmanlı'nın Türklüğünü inkar ediller. Her şeyden önce onu bilmek gerekir ki, Yahudi milleti dışında bütün milletlerde nesil, soy anneden değil, babadan gelmektedir. Bu geçmişte de böyleydi, bugün de böyle. Osmanlı Padişahlarını gayri Türklerle evlenmesini eleştirenlerin birçoğu daha Çengiz Han'a ait olup olmadığı bilinmeyen "Türkler hiçbir zaman yenilmezdi, eğer Türk hanımlarla evlenseydiler" kelimesidir ki, bu, aslında, bunu söyleyen kişinin kendi görüşüne karşıdır. Çünkü Cengiz Han'la Osmanlı devletinin kurulması arasında 70 yıldan fazla fark var. Demek ki, daha Osmanlı Devleti kurulmamışdan önce de Türkler diğer milletlerin hanımlarıyla evleniyorlardı. Bu, onların Türklüklerine halel getirmez.

Ben bunu söylerken ilk aldığım tepki "Anneleri Türk olmayanlar Türkleri yönetmemiştir" yanıtı olur. Oysa böyle bir şey yok.
Onlar iktidara de geliyorlardı. Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'dan örnek vereyim. Uzun Hasan'ın hanımı, Trabzon Rum İmparatoru'nun kızı Despina Hatundur. Uzun Hasan'dan sonra Akkoyunlu hükümdarı olan Halil Bey ve Yakup Mirza da bu hanımdandır. Bu yüzden Uzun Hasanı Turklukden mi çıkaralım? Hani anneleri Türk olmayanlar Türkleri yönetmezdi ??? Hani o devlet Türk devleti sayılmazdı? Ne yapalım şimdi Akkoyunlu devletini, Türk tarihinden mi çəkaralım?
Bir başka örnek de Safevilerden verim. Safevilerin 4. Şahı, Muhammed Şah Hudabendenin eşi Hayrunnisa Beyim gayri Türk'tür (bazı kaynaklara göre Fars, bazılarına göre ise Araptır). Muhammed Şah Hudabendeden sonra iktidara gelen oğlu I Şah Abbas da bu hanımdandır. Buyurun. Bu dar düşünceyle yanaşıp Safevîleri de Türk saymalim mi? Gerçi Safevi konusu biraz tartışmalıdır ancak burada anlatmak istediğim başka konu.
Bunun misalleri Türk Tarihinde çoktur.
Türkler ister Osmanlı'dan önce, isterse de Osmanlıdan sonra Türk hanımlarla evlenmişdirler.
Osmanlı Padişahlarının gayri Türklerle evlenmesine gelince bu uygulama Osmanlı'da, Fatih Sultan Mehmed Han'dan sonra uygulanan gelenekdir. Bunun da hiç şüphesiz bir takım nedenleri var. Osmanlı yapısının ilk dönemlerinde bu, daha çok evlilik diplomasisi ile bağlıydı. Osmanlı padişahları Rum, Bolgar, Sırp hükümdarlarının kızlarıyla evlenirdirler. Daha sonraki dönemlerde ise özellikle köle, cariye, kimsesi olmayan kızlarla evlendiler. Bu evlilik ise daha çok tedbir mahiyetini taşıyordu. Bu yöntemle gelecekte bu hanımlardan kullanıp, Padişaha dışarıdan gelecek etkilerin önüne alındı. Bu cariyeler de küçük yaşlarından saraya getirilip bir Türk kızı olarak, Türk ve İslam törelerine, üslubuna göre, gelecek padişahın hanımı olacak şekilde önceden yetiştiriliyordu.
Ayrıca Osmanlı Sultanları Türk kızları ile de evlenirdiler. Bunlara Yıldırım Beyazidla Germiyanoğlu Süleyman Şah'ın kızı Devlet Hatun ve Aydınoğlu İsa Bey'in kızı Hafsa Hatunla Çelebi Mehmedle Dulkadiroğlu Suli Bey'in kızı Emine Hatunla (Sultan İkinci Murad bu evlilikten), Sultan II Muradla Candaroğlu II İbrahim Bey'in kızı Hatice Hatun ve Amasyalı Şahgeldi Paşa'nın torunu Yeni Hatunla, Fatih Sultan Mehmedle Dulkadiroğlu Süleyman Bey'in kızı Sitti Mükerreme Hatun, II Beyazidle yine Dulkadiroğlu Alauddevlenin kızı Ayşe Hatun ve Karamanogullarından Nasrux Beyin kızı Hüsnüşah Hatunla evlenmelerini örnek verebiliriz. Bunların yanında bazı tarihçiler Yavuz Sultan Selim'in eşi Hafsa Hatun'un da Türk olduğunu söylemişdirler. Bar veren ağaç taşlanır misali, Osmanlı devletinin başarıları yurtiçinde ve yurtdışında her zaman olumsuz yönlere çekilmeye çalışıldı. Bugün bile bu politika devam etmektedir. Ancak gerçek olan odur ki, Türk İslam dünyasına Osmanlı devleti gibi mükemmel bir devlet gelmemiştir.