Bir yer düşünün Uzakdoğu’nun eteklerinde... Özgürlüğünüzü tutsaklaştıran, dininizden, ırkınızdan dolayı size akla
hayale gelmeyecek işkenceler yapan, evinizde misafir muamelesi görüp sessiz
çığlıklarınızı susturan zalim bir devlet(!) düşünün.
Onlarca zulme
direnen; soydaşlarımızın öz vatanları olan Çin'e bağlı Sincan
Uygur Özerk Bölgesi'nde yaşayan Türk kardeşlerimizdir Uygurlar.
Bizlerin bile
özgürlüğümüzün kısıtlandığında sesimiz sükûtumuzdan çok çıkarken , neden soydaşlarımızın sessiz çığlıklarına ses
olmuyoruz. Analarımızın-bacılarımızın ırzlarına girip, ağabeylerimizin,
babalarımızın gözü önünde türlü türlü işkenceler yapan zalimlere neden susup
göz yumuyoruz? Direnişimize Mesafeler Mi Engel Yoksa Davamızın Samimiyeti Mi?
Türk ve Müslüman
olduğunuz için, Bir sabah kendi evinizde işgalciler tarafından
uyandırılabilirsiniz, küçük bir evladınız; canınızdan birer parça varsa sokağa
çıktığı an sağ göremezsiniz. Hele ki bir Türk kadını iseniz hamile kaldığınız
an ya kürtaj yaptırırlar ya da kimin babası belli olmayan bir evlat
doğurursunuz bu acımasız dünyaya. Bir Cuma günü ibadethanenize ani bir baskınla
zalim çinliler tarafından terörist ilan edilip tutuklanırsınız. Tutuklanmakla
kalmayıp akla gelmeyecek işkencelere maruz kalırsınız. Peki, soydaşlarımızı
asimile olmaya zorlayıp Türk kültürünü unutturmaya çalıştırmalarına ne demeli?
Baskılara boyun
eğmeyip kısılmış çığlıklarınla şahlanıp Türklüğünüzü savunduğunuzda bedeninize
çeşitli asitler verilerek onlara göre ölüme mahkûm olursunuz. Hakikat şu ki
asıl siz direndiğiniz için ölümü öldürmüş olursunuz.
Soydaşlarımız,
sadece bayramlarda-seyranlarda, ramazan aylarında akla gelmemeliler. Bilakis
güneşin doğduğu yerde kardeşin her gün kan ağlıyor! Ne acı, ne tuhaf değil mi öz yurdunuzda yabancı birer
misafir muamelesi görmek? Daha başka nasıl izah edilir bilmiyorum, lakin bunlar
en basiti!
Soydaşlarımızın
bizden farkı yok onlar da Türk ve Müslüman, onların isimleri de Ahmet, Zeynep,
Gökçen, Alparslan…
Velhasıl,
birliğimizi diri tutup şahlanmamız lazım kökümüzü, kültürümüzü unutmayıp
dinini, ırkını bilen birer nesiller olmamız lazım. Direnişimiz sessizliğimizi
bozduğu an, zalimlerin de kirli oyunlarını bozacaktır.
O halde
diyeceğimiz şu ki ; ‘’KAHROLSUN KIZIL çin, YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ DOĞU TÜRKİSTAN’